Bu topraklarda her ay katliam ayıdır, fakat Aralık ayında öne çıkan üç katliam söz konusu.
19-26 Aralık 1978 Maraş Katliamı, 19-22 Aralık 2000 “Hayata Dönüş” Operasyonu Katliamı ve 28 Aralık 2011 Roboski Katliamı.
Bu katliamlarda yüzlerce insanımız can verdi. Üçünün ortak özelliği devlet tarafından organize edilmiş olmalarıdır. Maraş Katliamı dolaylı olarak faşist paramiliter güçlere icra ettirildi, güvenlik güçleri seyirci kaldı. “Hayata Dönüş” Operasyonu bizzat devlet kararıyla asker ve jandarmaya yaptırıldı. Roboski Katliamı yine TSK Hava Kuvvetlerine icra ettirilmiş ama aslında MİT tarafından planlanmış ve koordine edilmiştir.
Üç katliamın bir ortak özelliği daha var. Katiller yakalanmadı, yargılanmadı, katliamların üstü örtüldü. Katliamların bir ortak özelliği daha, yargısız infaz özelliği taşımalarıdır. Devletin ilgili organları kendi yurttaşını tüm ulusal ve uluslararası hukuk kurallarını yok sayarak katletmiştir. Katliamın devlet organlarında oturan organizatörleri hiç bir suç işlememiş gibi yerlerinde oturuyorlar, aramızda dolaşıyorlar.
Bir dizi başka cinayet ve katliam gibi bu üç katliamın faillerinin ortaya çıkarılması, yapılan planların ifşa edilmesi ve planlayıcıların yargılanıp cezalandırılması bu topraklarda demokrasi ihtiyacının ne denli yakıcı olduğunun kanıtıdır. Bu demektir ki, verili iktidarın yerini alacak olan iktidar bu yargılamaları yapacak niteliğe sahip olmalıdır. Değilse, hiç bir anlamı olmayacaktır. Lakin, katliamların hesabını sormak rejimin ne kadar demokratik olunduğu konusunda ölçü olaraktır.