II. KADRİ EROL YOLDAŞ KOMÜNİST HAMLESİ 10 EKİM 2017 - 29 OCAK 2018 Türkiye Komünist Partisi’nin Teşkilatçı Örgüt Anlayışı

II. KADRİ EROL YOLDAŞ KOMÜNİST HAMLESİ 10 EKİM 2017 - 29 OCAK 2018 Türkiye Komünist Partisi’nin Teşkilatçı Örgüt Anlayışı

Kemal Tayfun Benol (Kadri Erol)

Türkiye’de komünist adını kullanarak örgütlenen yirmiden fazla yasal parti, yasadışı parti, grup, dergi, gazete ve dernek var. Aralarında kimileri de partimizin adını kullanıyor ve yasal olarak faaliyet yürütüyor. Bunun böyle olmasının asıl nedeni aradaki ideolojik farklılıklardır.

TAKLİTLER İLE FARKIMIZ

Partimize öykünerek, ama geçmişini reddederek veya eleştirel yaklaşarak, TKP adını kullanarak faaliyet yürütmeye çalışanların ideolojik ve politik olarak partimizden ne tür farklılıklar gösterdiklerini önceleri ayrıntılı ele almıştık. Kısaca başlıklar halinde tekrar değinmek gerekirse ;

  1. TKP tarihi konusunda bolşevik damarı değil, Şefik Hüsnü, Hikmet Kıvılcımlı, Mihri Belli, Sadun Aren ve Behice Boran geleneğine sahip çıkmaktadırlar.
  2. Tarih olarak bu geleneğe sahip çıkmak onları Kemalist Cumhuriyet tarihine de sahip çıkma sonucuna götürmektedir.
  3. Kapitalist Türkiye Cumhuriyeti devletinin doktriner statükocu kodları onlar için tartışma konusu değildir, aksine Kemalizmi aydınlanmacı, devrimci ve ilerici olarak nitelemektedirler.
  4. Resmi devlet doktrininin etkisinde kalmaları nedeniyle TC tarihine de resmi tarih anlayışının etkisinde yaklaşarak ulusal sorun, milliyetler sorunu, Ermeni Soykırımı, Rum Soykırımı, Dersim Alevi Katliamı, Süryani, Ezidi toplumlarını hedef alan terörist asimilasyon politikalarının adını koyamamaktadırlar. Kürt ulusal sorununun çözümüne yaklaşımları ulusalcı kemalist yaklaşımların etkisindedir.
  5. Ekim Devrimi, Sovyetler Birliği, KOMİNTERN ve SBKP’ye yaklaşımları bolşevikçe değildir. “Tüm eksikliklerine rağmen…” diye başlayan cümlelerle Reel Sosyalizme yaklaşmaktadırlar. KOMİNTERN’ci geleneğe sahip partilerin bu tür bir yaklaşımı olamaz.
  6. Partimiz de Sovyetler Birliği ve diğer sosyalist ülkelerde karşı-devrimin analizini yapmaktadır ve sonuçlar çıkarmaktadır, ancak hiç bir zaman burjuva ideolojisinin şırınga etmeye çalıştığı, reformist, troçkist, “Post-Maksist” anlayışların etkisinde kalarak eleştirel bir yaklaşım göstermemektedir. İki yaklaşımın arasında ilkesel farklar vardır.
  7. Partimiz TİP ile TKP birleşmesinin TKP’nin likidasyon girişimi olduğunu tespit ederken, onlar TİP’e ideolojik ve politik olarak sahip çıkmaktadırlar. Partimiz TİP’in tarihine legal bir sosyalist parti tarihi olarak her zaman sahip çıktı, ancak ideolojik, politik olarak aramızda her dönem belirgin ilkesel farklılıklar vardı. 
  8. Devrim Teorisi ve Proletarya Diktatörlüğü konularında en keskin kavramları kullanmalarına rağmen varolan TC devletini yıkmak gibi kesin bir yaklaşımları yoktur. Sözde var olsa da ideolojik ve politik olarak bu amacı içselleştirmedikleri için seslendikleri kitle ve tabanlarında da böyle bir anlayış yoktur.
  9. Devrim Teorisi ve Proletarya Diktatörlüğü konusunda ideolojik, programatik ve politik netlik olmadığında örgütsel olarak devrim teorisine uygun bir örgüt anlayışı da onlara uzaktır. Ve istedikleri kadar uğraşsınlar, (ellerinde değil), TKP’nin teşkilatçı mantığını anlamaları mümkün olmamaktadır.
  10. Bu da Leninci Parti anlayışı, örgüt teorisi ve kadro anlayışı konusunda farklı sonuçları ortaya çıkarmaktadır. Çünkü, bu farklılıklar savaşım yöntemleri konusunda da onları sadece yasal alana sıkıştırmaktadır.

Sonuçta ortaya sınıf nezdinde adına, itibarına, mücadelesine, tarihine zarar veren, partimizin taklitleri dahi olamayan oluşumlar çıkıyor. Sınıf düşmanımız ve onun güvenlik örgütleri de bu konunun farkında olduklarından onların tümüne farklı, partimize yönelik farklı bir yaklaşım sergiliyorlar. Onların yıllardır burunları kanamazken biz bedel ödemeye devam ederek partimizin savaş yolunda düşen yiğitlerin, soruşturma, işkence, tutsaklık ve politik göçmenlik geleneğini sürdürüyoruz.

ÖRGÜT ANLAYIŞIMIZ

Partimizin programatik belgeleri çok kesin bir hat çizmektedir. Örgüt anlayışımızı da tüzüğümüz belirliyor. Yarının proletarya devletine öncü politik müfreze olarak talip olan partimiz onun gereğini de yerine getirmeye çalışıyor. Devlete talip olan devlet gibi örgütlenmek zorundadır. Bu niteleme çok geniş ve detaylı bir tarifi içermektedir. Detaylarına burada girmemekle birlikte partimizin teşkilatlanma çalışmasının toplumun tüm kılcal damarlarına uzanması ve aynı zamanda devletin tüm kurum ve kuruluşlarına nüfuz etmesi gerekmektedir. Sandık çalışmasını da, ekonomik-demokratik, sınıfsal, kültürel, sportif toplumsal örgütlenmeyi de başarabilmeli ve aynı zamanda öncü gerilla savaşını da, akabinde devrimci halk savaşını da uygulayabilmelidir.

Parti bütün bu alanları kapsayan araçların toplamına örgütleri, kadroları ve militanları ile hakim olur. Farklı örgütlenme ve mücadele biçimlerine uygun aygıtlarını, aparatlarını yaratır. Kadro seçimini, kadro eğitimini, kadro politikasını, her mücadele alanının özelliklerinin gereği niteliğinde uygular.

II. KADRİ EROL KOMÜNİST HAMLESİ farklı alanlardaki eksikliklerimizi tamamlayıcı ve henüz uzanamadığımız alanlara erişimimizi sağlayacak önlemleri içermektedir. Tabii ki tüm eksikliklerimizi böyle kısa sürede gidermemiz olası değildir. Ama eksiklikleri teşhis edip, tedavisine yönelmemiz ve daha önce teşhis ettiğimiz fakat yeterince üzerinde çalışamadığımız alanları tedavi etmemiz bu yılki hamle sürecinde hazırlanmaktadır.

GENÇLİK ÖRGÜTLENMEMİZ

Komünist Partilerin yedek gücü gençlik örgütleridir. Komünist Partilerin gençliği örgütlemelerinin farklı biçimleri vardır. Birincisi dayanışma içinde olduğu ilerici, devrimci, yurtsever, sosyalist niteliklere sahip demokratik gençlik örgütlenmeleri olabilir. Bu örgütler KP’nin yan örgütü değil, dayanışma içinde olduğu ve içinde örgütlendiği devrimci gençlik örgütleridir. Yönetimin ve üyelerin tümünün partili olma şartı yoktur. Parti bu örgütler içinde çalışır ve yönetimlerde eşit haklı birer bileşen olarak yer alır. İkincisi Komsomol tipi gençlik örgütlenmesidir. Komsomollar KP ile organik bağ içinde olan politik komünist gençlik örgütleridir. Komsomol üyesi olmak parti üyesi olmak değildir, fakat Komsomol içinde de partiye genç kadro yetiştiren parti kadroları vardır ve Komsomol MK’ları parti kadrolarından oluşur. Üçüncüsü Parti Gençlik Birimleri’dir. PGB’ler öncesinde izah ettiğimiz gençlik örgütleri içinde kurulabilldiği gibi, onlardan bağımsız olarak, fabrikalarda, bilimsel-akademik kurumlarda, spor kulüplerinde, silahlı kuvvetler içinde, polis akademilerinde v.b. yerlerde örgütlenirler. Dördüncüsü öncü gerilla birlikleridir ve onların yapılanmasından pratiklerine kadar diğer gençlik örgütlenmeleri ile hiç bir bağlantıları olmaz. Onların dünyası, örgüt yaşamları, siyasal ve askeri eğitimleri diğer tüm alanlardan farklıdır. Sadece komünist gerilla birliklerinin en belirgin niteliği işçi ve emekçi gençlerden oluşmasıdır. Onlar geleceğin İşyeri-Fabrika Silahlı Birliklerinin ve komünlerde Devrimi Savunma Komiteleri’nin nüveleridirler.

Gençlik örgütlenmesine bu derece ayrımlı ve detaylı yaklaşım Türkiye Komünist Partisi tarihinin geleneğinden gelen bir özelliktir. Taklitçilerin bu teşkilatçı gençlik anlayışına ne derece uzak oldukları bilinmektedir.  Hamle süreci gençlik örgütlenmesi alanında bir atılım gerçekleştirmenin alt yapısını geliştirme görevini Parti Gençlik Birimleri’nin önüne koyuyor.

EMEKÇİ KADIN ÖRGÜTLENMESİ

Türkiye Komünist Partisi’nin kadınlar arasındaki örgütlenmesi emekçi kadınlar arasına odaklanmış bir örgütlenmedir. İşyeri ve komün odaklı kadın örgütlenmesi şehirleri de kırsal alanı da kapsayan çalışmalardır. Kadın örgütlenmesi aynı zamanda çocuk temelli dayanışma çalışması ve geleceğin gençlerini eğitme çalışmasıdır.

Söz konusu olan soyut olarak kadının özgürleşmesi yönünde slogan atmak değil, onun gereğini zorlu, sabırlı ve uzun soluklu bir çalışma ile örmektir. Kadına uygulanan şiddet gündem olabillir, olmalıdır ama özünde kapitalist sömrürü düzeninde kadınların özgürleşememesinin sonucunda varolduğunu gizlemememiz gerekir. Her alanda olduğu gibi bu konuda da sivrisinekler ile mücadele ederek bu soruna çözüm getiremeyiz. Sivrisineklerin ürediği bataklığı kurutmamız gerekmektedir.

Kadınların en önemli sorunlarından biri sağlık sorunudur. Bu sorunun çözümü sadece tıbbi tedavi değil, kadın sağlığı eğitimi ve bilinci sorunudur. Tabii ki tıbbi tedavi sonuçta belirleyicidir, ancak önemli olan önleyici eğitim ve bilinç olmalıdır. Tıbbi tedavininin de sosyal yanı uğrunda epey mücadele verilmesi gündemimiz olmalıdır. Bu alanda ciddi dengesizlikler ve eşitsizlikler vardır. 

Başta bunlar olmak üzere varolan diğer tüm sorunların çözümünü emekçi kadınlar kendi ellerine almalıdırlar. Emekçi kadın örgütlenmesinin kırmızı çizgisi bu olgu olmalıdır. Bunu sağlamak da komünistlere ve doğal olarak partimize düşmektedir.

Hamle sürecinde kadın örgütlenmesinde belirlenen pilot alanlardaki çalışmalar detaylı olarak değerlendirilerek bu deneyler genelleştirilmekte ve yeni pilot alanların belirlenmesi gerçekleştirilmektedir.

YURTDIŞI PARTİ ÖRGÜTLERİ

Yurtdışı parti örgütlerimizin çalışmalarını iyileştirmek ve geliştirmek bu sürecin diğer bir hedefidir. Partimiz yurtdışında işçi örgütlenmesinin önemine özel vurgu yapmaktadır. Yurtdışındaki Türkiyeli göçmenler arasındaki demografik yapı sürekli bir değişim yaşamaktadır. Ancak değişmeyen tek olgu işçi sınıfının mensuplarının niceliğinin, niteliğinin ve öneminin azalmadığıdır. Parti örgütlerimizin önemi bu açıdan bakıldığında daha da önem kazanmaktadır.

Türkiyeli işçi ve emekçilerin çalıştıkları ve bulundukları ülkelerdeki sınıf savaşımlarına katılım oranları yüksektir. Ancak sınıf bilincinin gelişmesi bu etkinlik ile doğru orantılı değildir. Bu açıyı kapatmak için Türkiyeli işçi ve emekçilerin her ülkedeki kardeş partimizin saflarında örgütlenmelerini teşvik etmeli, gündemli olarak bu ihtiyacın giderilmesine yönelmeliyiz. Bu konuda son yıllarda atılan ciddi adımlar vardır, fakat daha geliştirilmelidir.

Türkiyeli göçmen işçiler bir taraftan vatandaşlık hakkı elde ederek bulundukları ülkelerin siyasetine doğrudan katılabildiklerinden, kardeş partiler nezdinde örgütlenmelerine dikkat verirken, yine Türkiyeli göçmen işçilerin Türkiye’deki sınıf mücadelesine de dolaysız katılma olanaklarına sahipler. Yurtdışı oylarının önemini son iki genel seçim ve Anayasa referandumu pratiğinde gördük. Yurtdışı parti örgütlerimizin etkin oldukları ve ilişkilendikleri demokratik kitle örgütleri vasıtasıyla göçmen işçi ve emekçilerin tercihlerini netleştirmeye daha fazla yardımcı olmaları sağlanmaktadır.

Yurtdışı parti örgütlerimizin Türkiye barış ve demokrasi güçleri ile dayanışma görevlerinin öneminde hiç bir azalma olmamıştır. Aksine yeni koşullarda Türkiye’deki diktatörlük ve OHAL koşullarında demokratik muhalefete yönelik baskı ve terör, Kürt halkına yönelik imha politikaları, Alevi, Süryani ve Ezidi yurttaşlarımıza uygulanan asimilasyoncu terör uluslararası kamuoyu nezdinde ifşa edilmekte, Türkiyeli göçmenlerin ise duyarlılıkları artırılmaktadır. Türkiyeli göçmen işçilerin AKP-Saray Rejiminin etkisi altında kalma oranını azaltmak, gerçekleri yaygınlaştırmak için nasıl bir çalışma yöntemi gerçekleştirileceği bizzat göçmen işçi ve emekçiler ile tartışılarak ve onların bizzat taşıyacakları örgütlenmelere ve kampanyalara dönüştürülerek daha da geliştirilmesi Yurtdışı parti örgütlerimizin gündemindedir.

Göçmen işçi ve emekçiler ülkede akraba, hemşehri ve arkadaşlarıyla yakın ilişkilerini sürdürmektedirler. Rejim karşıtı, ilerici, demokratik görüşlerin onlar vasıtasıyla ülkedeki çevrelerine ulaştırılması parti örgütlerimizin çalışmalarının sürekli bir gündemi olmalıdır, bu alandaki çalışmalar daha sistemli olarak yaygınlaştırılmaktadır. Bu çalışma sadece seçim dönemlerinde değil, sürekli nitelik kazanmıştır.

Bütün bu konularda etki alanımızın nasıl daha fazla geliştirileceği ve bunu gerçekleştirmek için hangi araçların kullanılmasının yoğunlaştırılacağı Hamle sürecinde Yurtdışı parti örgütlerimizin gündemlerini oluşturmaktadır.

SONUÇ

II. KADRİ EROL YOLDAŞ KOMÜNİST HAMLESİ sürecinde yurtiçi ve yurtdışı parti örgütlerinde, gençlik ve kadın örgütlenmelerinde yürütülecek çalışmaların ağırlığı tüm bu alanlarda varolan eksiklerimizi giderme ve yeni mevziiler kazanma yönünde olacaktır. Bu çalışmalar yoldaşça açık yürekliliğin, samimiyetin, güvenin ve çalışma azminin gelişmesine ayrıca katkıda bulunmaktadır. Eksiklik ve sorunlarımız üzerinde “suçlu” aramak yerine, program ve tüzük doğrultusunda disiplinli çalışmayı yükseltmek önceliğimizdir.

Partimizi kötü taklitçilerinden ayıran özellik, parti örgütlerimizin onların çarpık ideolojik ve politik yaklaşımlarından dolayı gündemlerinde dahi olmayan konuları yaşama geçirme yeteneğidir. Açık ara görevlerimizi yerine getirmemizin kıstası örgüt çalışmalarımızın sonuçlarıdır. Bu bilinçle hamlemizin ikinci ayına girmiş oluyoruz. Tüm yoldaşlarımıza ve parti örgütlerimize çalışmalarında üstün başarılar diliyoruz.

Türkiye Komünist Partisi
Merkez Komitesi Sekreterliği
10 Kasım 2017