Partimizin Görevi ve Sorumluluğu

Partimizin Görevi ve Sorumluluğu

Türkiye Komünist Partisi Merkez Organı ATILIM

Baskıcı bir dönemden geçiyoruz. Ülkeyi yönetenler duvara dayanma sınırına geldiler. 1983 yılında başlatılan, kökleri 24 Ocak 1980 ekonomik kararlarında olan ve sadece 12 Eylül 1980 faşist darbesi ile uygulama koşulları yaratılan neo-liberal sistem tıkanmıştır. Ceplerindeki son barutu harcayarak zaman kazanmaya çalışıyorlar. Pervasızca her alanda işçi, emekçi ve yoksul halklara saldırmalarının nedeni budur. Ülke açık bir hapishane ve polis devletine dönüştü. Ulusal düzeyde ve yerel yönetimlerde seçmen iradesi yok sayılıyor. Verili durum, egemen sınıfların aczinin işaretidir. Baskı, terör ve yağma da onları kurtarmayacak. Belki süreyi biraz uzatacak.

Durum bu merkezdeyken sınıf hareketinin, halk hareketinin, devrimci gençlik hareketinin, ilerici kadın hareketinin, demokratik çevre hareketinin, Kürt ulusal-demokratik hareketinin, Alevi devrimci-demokratik hareketinin durgunluğu nereden kaynaklanıyor? Sadece baskı mı bu durgunluğun nedeni? Veya sadece ekonomik ve sosyal anlamda toplumun yüzde doksan beşinin borç kıskacına alınmış olması mı?

Partimiz, bu iki konunun tek başına gerekçe olarak görülmemesi gerektiği tespitinde bulunuyor. Bu veriler doğrudur, ancak durumu açıklamak için yeterli değildir. Etki her zaman için tepkiyi doğurur. Bu sadece insan toplumunun değil doğanın da kanunudur. Ve hiç bir güç, baskı, tehdit, terör bu kanunu değiştiremez.

Bu derece eziyet, baskı ve tehdit altında bulunan toplumun ezici çoğunluk nüfusu, ve bu yükü bizzat sırtında taşımak durumunda olan işçi sınıfı, ezilen sömürülen emekçi yoksul halklar gerekli tepkiyi vermiyorsa bunun nedenini doğru irdelemek gerekiyor.

İşçi sınıfının, emekçi yoksul halkların, tüm muhalif toplumsal nüfusun güvenebileceği, Türkiye için ekonomik, sosyal ve politik anlamda devrimci alternatifi tarif ettiğine ve gerçekleştireceğine inandığı DEVRİMCİ ÖZNE! Bunu görmediği ve elle tutamadığı sürece bu durgunluk aşılamaz. Olası kendiliğinden gelişecek hareketler ise sonuç alıcı hedefe yönelemez. İşçi sınıfının ve emekçi halkların bu beklentisine ve acil ihtiyacına Türkiye Komünist Partisi’nin yanıt vermesi gerekiyor. Görevimiz ağır ve bir o kadar da belirleyici. Partimizin ideolojik, politik ve örgütsel faaliyetinin bütününü -tekleşme süreci de dahil-, bu ihtiyaca göre tarif etmek sorumluluğumuzdur. Çünkü, önümüzdeki yıllarda sınıf savaşımının başarısını bu olgu belirleyecektir.