Program Tartışması Üzerine Birkaç Temel Görüş

Program Tartışması Üzerine Birkaç Temel Görüş

Program Taslağı

Partimizin program taslağı III. KADRİ EROL KOMÜNİST HAMLESİ kapsamında yoğun olarak tartışılıyor. Program taslağı kaleme alındıktan sonra ülkede bir dizi politik gelişme yaşandı. Program taslağının bu çerçevede tekrar gözden geçirilmesi önerisi üzerine bu tartışma ihtiyaç haline gelmiştir.

Tüm parti örgütü, yoldaş, parti çevremiz ve dostlarımızdan bu süreçte program taslağı tartışmalarına katkı vermelerini özellikle bekliyoruz. Biz bu yazımızda detaya girmeden programın ana omurgasını oluşturan ve bizleri birleştiren temel ilkeleri tekrar kağıda dökmek istiyoruz. Çünkü bu ilkeler program taslağında baştan sona kadar ayrıntıları ile işlenmekle birlikte programın dayandığı temelleri özetleyerek hatırlamakta yarar görüyoruz.

  • Büyük Ekim Sosyalist Devrimi ile açılan “Kapitalizm’den Sosyalizme Geçiş Çağı” Dünya Sosyalist Sistemi ülkelerinde yaşanan karşı-devrim ve Reel Sosyalizmin ülkelerinde mevziilerin kaybedilmesine rağmen geçerliliğini korumaktadır. Çağımız Kapitalizm’den Sosyalizme Geçiş Çağıdır!
  • Başta Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği olmak üzere, Dünya Sosyalist Sistemi bileşeni ülkelerde karşı-devrimin nedeni Marksizm-Leninizm’in yanlışlığı değil, revizyona uğratılarak yanlış uygulanmasıdır.
  • Türkiye’de ve uluslararası ölçekte sosyalist devrimler ancak Marksizm-Leninizm teorisi ve ideolojisi temelinde gerçekleşirlerse başarılı olabilirler. “Demokratik Sosyalizm”, “21.Yüzyıl Sosyalizmi”, “Güleryüzlü Sosyalizm” gibi kavramlarla ifade edilen “sosyalizm” anlayışları Marksçı-Leninci değildir, sosyal-demokrat, reformist, kapitalizmin sınırlarını aşmayı hedeflemeyen burjuva görüşlerdir.
  • Sosyalist devrim sürecinde üretim araçları üzerindeki özel mülkiyetin kaldırılmasını hedeflemeyen, Sosyalizm kuruculuğu döneminde merkezi planlı sosyalist ekonomiyi ön görmeyen, Proletarya Diktatörlüğü’ne ve işçi sınıfının politik örgütü Komünist Partisi’nin öncü rolüne karşı çıkan görüşler ve tasarımlar sosyalist ve komünist değildirler.
  • Karşı-devrimci yenilgiye rağmen komünistlerin Reel Sosyalizm deneyinden çıkaracakları çok ders vardır. Marks, Engels, Lenin ve Stalin’in deneyleri bugün de dün olduğu gibi sosyalist devrim ve komünist bit toplum için savaşan komünistler için eşsiz birer deney hazinesidirler.
  • Türkiye işçi sınıfının öncü politik örgütü TKP, Marksist-Leninist teori ve ideolojiye dayanan bir partidir. Kapılarını her türlü oportünist, revizyonist sapmalara ve burjuva ideolojisinin etkilerine kapatmıştır. 1980’lerin ortalarından itibaren partimizde yaşanan likidasyon bize bunu bir kez daha öğretmiştir.
  • TKP ile TİP’in TBKP adı altında birleştirilmesi süreci ve sonuçları itibarıyla TKP’nin örgütsel likidasyonu, ideolojik olarak revizyonizm, politik olarak da sosyal-demokratlaşma ve reformizmdir.
  • TKP içinde kuruluşundan itibaren iki ayrı çizgi tarihi boyunca savaşagelmiştir. Mustafa Suphi’nin Marksist-Leninist Kominternci Bolşevik çizgisi ile Şefik Hüsnü’nün revizyonist, reformist, Kemalist, milliyetçi ve devletle uzlaşan çizgisi. Partimizin utkan geleceği sadece Mustafa Suphi’nin ideolojik-politik-örgütsel hattının uygulanması ile mümkün olacaktır. Partimizin 1973 Atılımının mimarı İ.Bilen yoldaş Mustafa Suphi çizgisinin uzlaşmaz bir savaşeriydi. Bu gelenek bugün olduğu gibi gelecekte partimizin niteliği ve rotası olacaktır.
  • Partimiz, Kemalizm gibi burjuva ideolojilerinin etkisinden tam olarak kopuş yaşanmadan mücadelemizin başarıya ulaşamayacağını tespit eder. Her türlü ulusal ve milliyetçi etkiye karşı komünistlerin savunduğu ilke enternasyonalizmdir. Bu ilke emperyalizm çağında ulusal çapta devrim mücadelelerinin önemini ve belirleyiciliğini azaltmaz.
  • Partimiz, Kürt Ulusal Sorunu’nun Türkiye’de sınıf mücadelesinden bağımsız ele alınamayacağını ancak “ayrılma hakkı dahil ulusların kendi kaderlerini tayin hakkının “Kürt halkı için de geçerli olduğunun altını çizer. Partimiz Türkiye işçi sınıfının devrimci mücadelesi ile Kürt halkının devrimci demokrat özgürlük mücadelesini birleşik bir mücadele hattı olarak tarif eder.
  • Parti tarihine bütünsel sahip çıkılması nedeniyle Kemalizm ve Kürt Ulusal Sorunu’na yaklaşım konusunda tarihsel süreçte yaşanan ideolojik-politik-örgütsel hataların özeleştirisini verir.
  • TKP “komünistlerin birliği” tarzı tezlerin yanlışlığını belirtir. Devrimciler, sosyalistler ve kendini komünist olarak tanımlayanlar arasında Eylem ve Güç Birlikleri ile Cephe oluşumları ayrı konular, “komünistlerin birliği” ayrı konulardır. Komünistlerin birliği komünist partisinde sağlanır.
  • Türkiye devrimi kesintisiz bir süreç olarak ve olası farklı gelişim aşamalarından geçerek sosyalist bir devrim süreci olarak tarif edilmektedir. Sosyalist devrimin gerçekleşmesi için işçi sınıfının öncülüğü ve partimizin rolü temel kıstastır. İşçi sınıfının öncü politik örgütü olan TKP bu koşulların gerçekleşmesi için mücadele eder.
  • TKP’nin bir Sosyalizm öngörüsü vardır. Sınıf ve yığınlar içinde sosyalizm propagandasının somut olarak yapılabilmesi ve kapitalizm ile sosyalizm arasındaki farkların açıkça gösterilip anlatılabilmesi açısından programımız bu konuya geniş yer ayırmıştır.

Türkiye Komünist Partisi’nin yeniden örgütlenmesi ve gelişmesi sürecinde parti üyelerini ve kadrolarını örgütsel olarak bir araya getiren kıstaslar bunlardır. Bu ilke ve görüşler aynı zamanda partimizi destekleyen, ona gönül veren, mücadelelerine katılan, dayanışma içinde olan çevremiz için de ayırt edici özelliktedir.

Bu konulara sadece değinmek değil, aynı zamanda özümsemek ve özümsetmek ciddi önem ar ediyor. Çünkü bu yapılmaz ve bu ilkeler ile temel görüşler temelinde tam bir görüş birliği sağlanmazsa partinin ideolojik, politik ve örgütsel birliğinden söz etmek mümkün değildir. Bu konular bu derece can alıcıdır.

Program taslağı tartışması sürecinde bu maddelerin her biri ayrı birer toplantı ve görüşme konusu olabilmelidir. Partimizin bu konulardaki ilkeleri ayrıntılı olarak tartışılmalı ve tartışmalar gerçekçi bir görüş ile değerlendirilmelidir. Bu konular ileri tarihlere ertelenirse parti yaşamında ciddi sorunların oluşmasına neden olacaktır. Bugünden bu tehlikeyi görmek ve ilerde partimizin savaş gücünü düşürecek etkenleri ortadan kaldırmamız gerekmektedir.