PROGRAM TARTIŞMASI III. HAMLEMİZİN TEMEL TAŞIDIR

III. KADRİ EROL YOLDAŞ KOMÜNİST HAMLESİ 10 EKİM 2018 - 29 OCAK 2019

PROGRAM TARTIŞMASI III. HAMLEMİZİN TEMEL TAŞIDIR

Kemal Tayfun Benol (Kadri Erol Yoldaş)

Yoldaşlar;

Partimizin sürmekte olan Program tartışmasını bu yılki III. Hamlemiz ile yeni bir düzeye taşıma amacımızı geçen yazımızda açıklamıştık. I. ve II. Hamlelerimizde ağırlıkla ilişkilerin pekiştirilmesi, basın-yayın alanı ve örgütsel alanda atılan adımlar rol oynamıştı.

Örgütsel alanda atılan adımların sonuçlandırılması için Program tartışmasının yeni bir düzeye taşınması olmazsa olmaz bir gerekliliktir. Bunun nedenlerini şöyle açıklayabiliriz. TKP, üyelerinin gönüllü bir birlik esasında bir araya geldiği bir örgüttür. TKP’de oluşan bu gönüllü birlik ancak bir amaç ve strateji ile perçinlendiğinde bir anlam taşır. Değilse, bir arada olmanın bir anlamı olamaz. Söz konusu amaç ve strateji de program konusudur. Bu konuyu biraz açmak istiyoruz.

Parti üyelerinin partilendiklerinde MK’ya sundukları dilekçede Parti program ve tüzüğünü kabul ettiklerini ve bu uğurda örgütlü mücadeleye katılmak istediklerini beyan ederler. Bu mücadelede kazanımlar ve başarılar olduğu gibi baskı, terör ve onların sonuçları da vardır. Kazanımlar ve başarılar nasıl ki ortak bir program etrafında örgütlenmiş komünistlerin mücadelelerinin sonucunda elde edilebiliyorsa, baskı, terör ve onların sonuçlarını da karşılamak bir o kadar ortak bir program etrafında örgütlenmiş olmayı gerektirir. İşçi sınıfının mücadelesinin ve partinin amaçları konusunda ikircimsiz olarak net olmayan bir kişi düşmanın baskı ve terörüne karşı nasıl dimdik ayakta durabilir. Dolayısıyla partili olmayı bırakın, parti olmanın ön koşulu tüm üyeleri ve dolayısıyla örgütleri tarafından çelişkisiz olarak savunulan bir parti programına sahip olmaktır.

Parti programı genel ilkeleri içerir. Bu onun bir özelliğidir. Ama aynı zamanda güncel de olması gerekir. Dünya, bölge ve ülke şartlarının değiştiği günümüzde 30-40 yıl önceki şartlar dikkate alınarak yazılan parti programları güncelliklerini yitirirler. İlkeler açısından değişen bir özellik yoktur ancak durum tespitleri ve amaca giden yol konusu değişikliklere uğramış olabilir. Bu nedenlerden dolayı partimiz de yeni bir program tartışma ve sonuçlandırma gereksinimi duymuştur.

Parti programında değişmeyen yan onun Marksist-Leninist özüdür. Marksist-Leninist ilkeler çerçevesinde teorik, ideolojik ve politik açılımdır program. Bu ilkelerden vaz geçen bir parti artık işçi sınıfının bilimini savunma misyonuna sahip bir parti değildir. Ya reformizmin batağındadır, ya da maceracılık peşinde “sol” sekter bir çizgidedir. İki birbirinden çok farklı uçlar gibi görünen bu çizgilerin birleştiği kesişme noktası ise burjuvazinin ideolojisine hizmet etmekteki noktadır.

***

Partimizin son geçerli programından sonra dünyada, bölgede ve ülkede koşullar çok değişmiştir. Bu açıdan bakıldığında, ilgili konuların revize edilip yeniden tarifi gerekmektedir. Parti programımız günümüzün koşullarına ve sorularına yanıt vermek zorundadır. Nedir bu konular?

Birincisi: 80’li yılların sonu, 90’lı yılların başında başta Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği olmak üzere hemen hemen tüm sosyalist ülkelerde ve halk demokrasileri ile yönetilen ülkelerde karşı-devrim gerçekleşmiştir. Bu gerileme sürecinin anlamı nedir? Nedenleri nelerdir? Son programımızda yazılı olan “çağımız kapitalizmden sosyalizme geçiş çağıdır” tespitimiz geçerli midir? Evet ise neden? Yeni program en başında bu sorulara yanıt vermek durumundadır.

İkincisi: Sovyetler Birliği ve Dünya Sosyalist Sistemi’nde yaşanan karşı devrimden sonra dünya nasıl bir durumdadır? “Tek kutuplu”, “küreselleşme”, “ultra emperyalizm” gibi kavramlar ne anlama getirilmek isteniyor? Lenin’in Emperyalizm teorisi güncelliğini yitirmiş midir? Ulusal ölçekte sınıf mücadeleleri miadını doldurmuş mudur? Demek ki, öncelikle karşı-devrim sonrası dünyanın bir tahlili yapılmak zorundadır.

Üçüncüsü: Birinci ve ikinci maddelere bağlı olarak TKP bugün dünyayı nasıl tarif ediyor ve sosyalizm/komünizm amacının güncelliğini nasıl yorumluyor. Bu tarife göre de nasıl bir ideolojik ve politik-programatik hat çiziliyor?

Dördüncüsü: Son program yazıldığında ülkede 12 Eylül faşizmi hüküm sürüyordu. Ardından bir dizi gelişme yaşandı ve bugün tekrar bir faşist diktatörlük koşullarında savaşıyoruz. Türkiye kapitalizmi 70’lerin, 80’lerin kapitalizmi değil. Geri bıraktırılmış kapitalist bir ülkeden orta derecede gelişmiş ve şimdi de bir eşik ülkesi niteliğine geldi. Ülkede kapitalizmin gelişmişlik düzeyi işçi sınıfının devrimci stratejisinde izleyeceği mücadele hattını da belirler. Ancak, bu süreçlerde aynı zamanda sınıf mücadelesi cephesinde de oldukça fazla değişiklikler oldu. Yetmiyor, Kürt ulusal kurtuluş mücadelesi güçlendi ve yığınsallaştı ama aynı zamanda niteliksel değişimler de yaşadı. Dolayısıyla, bugün ve gelecekte ülkede sınıf mücadelesinin nasıl şekilleneceği ve nasıl bir hat izleyeceği yeniden irdelenmek durumunda. Program, stratejik olarak Sosyalist Devrim hedefli, bugünden bakıldığında, anti-emperyalist, anti-oligarşik demokratik halk devrimini dışlamayan ve klasik “aşamalı devrim” stratejisinin dışında kesintisiz bir devrim süreci ön görmektedir. Bu yenidir ve üzerinde tartışılması gerekmektedir.

Beşincisi: Program, parti politikalarımızda daha önce farklı çizgilerin etkisinden dolayı gel-gitler yaşanan kimi temel konulara yanıt vermek zorunda. Bunların başında Cumhuriyet’e yaklaşım, Kemalizm ve Kürt Ulusal Sorunu’na bakış geliyor. Milliyetçiliğin en ufak bir kırıntısı ile arasına mesafe koyan enternasyonalist ama aynı zamanda yurtsever bir duruş neyi gerektiriyor?

Altıncısı: Sosyalizm tahayyülü konusunda çok net olmalıyız. Önceki programlarda SSCB ve Dünya Sosyalist Sistemi mevcuttu. Bugün yok. Dolayısıyla Sosyalist Toplum Düzeni’nin kapitalizmden farklı olarak işçi sınıfına, emekçilere ve halklara ne getireceğini anlaşılır bir biçimde resmetmek zorundayız.

Yedincisi: Program taslağımız federatif sosyalist bir devlet yapısını ön görüyor. Bu yeni bir olgudur. özünde partimizin 1920 yılında kuruluşunda onaylanan programın çizgisi devam ettirilmektedir. Ülkede, milliyetler sorunun köklü çözümü açısından, ama aynı zamanda ülke kalkınmasında bugün varolan bölgesel farklılıkların ortadan kaldırılması konusunda merkezi ve federatif bir yapının rolü olacaktır. Programın bu özelliği çok önemlidir ve ayrıntılı irdelenmelidir.

***

Program taslağı üzerine tartışırken sıraladığımız konular öne çıkmaktadır. Taslakta bu konularda görüşler ve tespitler mevcuttur. Bunların üzerinde hassasiyet ile çalışmalı, tartışmalı ve özümsemeliyiz. Son tahlilde Parti Programı özet bir dökümandır. Bu konularda farklı literatürleri de değerlendirerek tartışmalarımızı zenginleştirmek parti örgütü ve tek tek yoldaşlarımızın sorumluluğundadır. Böylece yürütülen program tartışması gerçekten bir ideolojik-politik çalışma niteliğine kavuşmuş olacaktır.

Program tartışması tamamlandıktan ve bağıtlandıktan sonra tüm yoldaşlarımız için bağlayıcı bir belge olacaktır. O aşamadan sonra kimse “benim düşünceme göre şöyle” ve aynı içeriğe sahip benzer ifadeleri kullanmak durumunda kalmayacaktır, çünkü bize yol gösterecek ve hepimizi bağlayan bir program var olacaktır. Partinin ideolojik-politik birliği bu durumda pekişmiş ve örgütsel birliğinin alt yapısı tamamlanmış olacaktır. Program tartışması bu derece önemlidir.

Türkiye Komünist Partisi
Merkez Komitesi Sekreterliği
3 Kasım 2018