Sınıf Savaşımının Zorlu Ve Ateşli Yolunda Birlikte Mücadeleye…

Türkiye Komünist Partisi Merkez Komitesi’nin 12 Aralık 2017 Tarihli Açıklaması

Sınıf Savaşımının Zorlu Ve Ateşli Yolunda Birlikte Mücadeleye…

Türkiye’de komünistlerden liberal demokratlara kadar siyasi anlamda geniş bir yelpazeyi oluşturan devrimci-demokratik bir muhalafet potansiyeli mevcut. Bu yelpaze içinde yer alan tüm farklı siyasi güçler doğal olarak iş ve eylem birliklerinin yanısıra kendi siyasi çizgilerini de toplum içinde yaygınlaştırmaya çalışıyorlar. Bundan daha doğal bir edinim olamaz. Ve de bunu kimse yasaklayamaz.

Bu farklı muhalif siyasi güçler HDK, HAZİRAN, DİP vb. gibi platformlarda değişik biçimlerde bir araya gelerek ortak mücadele sürdürüyorlar. Ancak yetmiyor. Ne nicelik olarak yetiyor, ne nitelik, ne de bunların toplamında yaratılabilen güçlü, sonuç alıcı bir devrimci-demokratik muhalefet cephesi anlamında. Bu platformlar vasıtasıyla oluşan nitel ve nicel gücü kesinlikle küçümsememek gerekir. Her biri önemli işlevler görüyorlar. 7 Haziran 2015 seçimlerinde de görülebildiği gibi 6 milyon oy bir araya getirilebilmişse, yetersiz dahi olsa, bu sonuç söz konusu platformların eseridir.

Ancak, 7 Haziran’ı ne denli olumlu bir örnek olarak nitelersek de, 7 Haziran’da darbe alan Rejim güçlerinin can havliyle geliştirdikleri saldırı politikası karşısında bu platformlar yetersiz kalmıştır, tabiri caiz ise sınıfta kalmıştır. 6 milyon ve hatta daha fazla bir kitleyi harekete geçirebilme yeteneğine sahip olamamıştır. Bu tespiti, devletin tüm terör, baskı, ve faşizan uygulamalara rağmen objektif olarak yapmak gerekmektedir. Bu süreç içinde devlet güçleri ile rejim tekrar yapılandırılmış, uzlaşmalar sağlanmış ve topyekün bir imha hareketine girilmiştir.

Belirli sınırları zorlamayan platformlar ‘akademik-demokratik’ faaliyetlerine devam edebilmektedirler, buna göz yumulmaktadır. Ancak, düzenin sınırlarını zorlayan, köklü dönüşümleri ve devrimci hedefleri içeren platformlar siyasi bir soykırım uygulaması ile karşı karşıyadır. Düzenin sınırları salt, kapitalizmin yıkılması hedefi ile bağlantılı değildir. TC Devleti’nin doktriner ana niteliklerini zorlayan siyasi girişimler de tahammül edemedikleri bir olgudur. Onun için, kapitalist devletin devrimci yoldan yıkılmasını hedeflemediği halde, Kürt halkının eşit haklarını savunan bir özgürlük hareketi de onlar için sınırları zorlayan bir girişimdir. Bir dönem dillendirmedikleri “Tek Devlet - Tek Millet - Tek Bayrak” söylemi 2015 Haziran'ından itibaren tekrar gündemlerinin ana maddesi haline gelmiştir.

“Milli Misak” sınırları, “Sevr - Lozan” tartışması, sebepsiz olarak gündemde tutulmamaktadır. Bu söylemler temelinde kendi oluşturdukları ulus-devlet sınırları dışına yönelik saldırgan, maceracı ve işgalci planlar yapmaktadırlar. Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik çıkmaz ve ona koşut olarak gelişebilecek toplumsal patlamalara karşı Türk milliyetçiliği ve Sünni İslam siyasi gericiliği ile ‘toplumsal barış’ sağlanmaya çalışılmaktadır. ‘Toplumsal barış’ ise burjuvazi için sınıf savaşımının panzehiri olarak önem taşımaktadır. İşçi sınıfının, emekçi halkların ezici çoğunluğunun bu demagojinin etkisi altında kalmamaları için görev savaşsız, sömürüsüz ve sınıfsız bir Türkiye ve Dünya için savaşanlara düşmektedir. Burjuvazinin tüm planlarının karşısına komünistlerin sosyalist alternatifleri konmak durumundadır. Bu Türkiye için olduğu kadar Orta-Doğu için de geçerlidir.

Türkiye Komünist Partisi, komünistler bu karmaşık ilişkiler ve sınıf savaşımının içinde bulunduğu ortamda daha etkin ve belirleyici rol almak zorundadır. Bir yandan en geniş devrimci-demokratik güçlerin birleşik mücadelesi için çalışırken, diğer yandan Sosyalizm’den yana güçlerin ortak mücadelesini geliştirmek günceldir. Bu noktada ilk aşamada Marksçı-Leninci ilkeler temelinde bir Sosyalizm anlayışı konusunda birlikte hareket edebilecek güçler ile tabandan bir birliktelik yaratmak gerekmektedir. Bu da parti örgüt ve kadrolarının işyeri ve yerellerde yürüttükleri çalışmalar ile sağlanabilecek bir olgudur. İşçi sınıfı ve emekçi halklara salt varolan Kapitalist düzenin uygulamalarını eleştiren açıdan değil, ona ilaveten tahayyül ettiğimiz Sosyalist düzende nasıl çözümler önerdiğimizi ve birlikte gerçekleştireceğimizi anlatmamız, propaganda etmemiz somut bir ihtiyaçtır.

Günlük ekonomik, sosyal ve demokratik mücadeleler içinde bulunurken, kitleleri bu uğurda mücadele için örgütlerken, Sosyalizm’den yana güçler ile, aynı çalışma alanlarında ortaklaşmalıyız. Bu çerçevede ayrılık noktalarını bir kenara bırakarak Marksçı-Leninci ilkeler temelinde birlikte yürümeliyiz. Bu ilkeler 1) Varolan kapitalist devletin tüm kurum ve kuruluşları ile dağıtılıp yıkılması. 2) Proletarya devletinin kuruluşu ve proletarya diktatörlüğü biçiminde örgütlenmesi. 3) Üretim araçları üzerindeki özel mülkiyetin kaldırılması. 4) Merkezi planlı Sosyalist ekonomiye geçilmesi. 5) Mücadele alanımız olan ülkemizde bu amaçlar için mücadele ederken uluslararası alanda sınıf savaşımına katkı açısından Proletarya Enternasyonalizmi’nin gereklerinin yerine getirilmesi. 6) Bütün bu görevleri yerine getirmek için yeni tipte Leninci partinin bu sürecin öncü politik müfrezesi olduğu.

Sosyalizm temelinde ortak ilkeler temelinde yaratılacak birlikte mücadele Kürt ulusal sorunu, Kemalizm, Aşamalı devrim ve benzeri ayrılık noktalarının veya Reel Sosyalizmin değerlendirmesi gibi önemli bir konuda yeniden birlikte tartışılmasına düzlem yaratacaktır. Ancak bu tartışmalar ortaklaşılan konularda birlikte çalışmayı engelleyici nitelikte olmamalıdır.

Komünistler, yasaklı oldukları koşullarda her alanda çalışırlar. TKP örgüt yapısı bizim vücudumuz ve hücrelerimizdir. Ekonomik, sosyal ve siyasal alanda her kurum ve kuruluşun içinde çalışmak, orada örgütlenmek, devrim ve sosyalizm mücadelemizin ihtiyaçlarına çözümler üretmek partimiz için çok doğaldır. TKP bir kitle partisi değil, savaşan kadroların partisidir. Nasıl ki TKP’nin teşkilatçı çalışmasının önünde hiç bir engel tanımıyorsak, legal olanakların değerlendirilmesi konusunda da partimiz kendisini sınırlandırmamaktadır. Aynı konu barışçıl ve barışçıl olmayan mücadele yöntemlerine uyum konusunda da geçerlidir. TKP her alanda varlığını geliştirerek sonul amacına ulaşmak için savaşmaktadır.

Partimiz Merkez Komitesi Sekreteryası, II. KADRİ EROL YOLDAŞ KOMÜNİST HAMLESİ sürecinde ilk iki ayın sonunda yürütülen tartışmaları, gelişen görüşleri ve yerel koşullara uygunluğu ile merkezi çalışmanın hedefleri ile uyumluluğu açısından değerlendirerek Sosyalizm propagandası ve Marksçı-Leninci ilkeler temelinde yerellerde, tabanda gelişen çalışmalara değer biçmiştir. Bu deneyin uygulandığı alanlarda elde edilen olumlu sonuçlar değerlendirilerek bu deneyin merkezi olarak genelleştirilmesi karar altına alınmıştır. Kimi yerellerde parti temel örgütü üyesi kadroların becerileriyle farklı devrimci örgütlerde örgütlü veya örgütsüz ama Marksçı-Leninci teori ile donanmış kadroların birlikteliği sağlanabilmiş ve tartışmalar birlikte sürdürülmüştür. Ortaya çıkan sonuçlar somut deneylerin olumlu gelişimi ve mevzii kazanma yönünde atılan adımların sentezidir.

Partimiz, Marksçı-Leninci bilim ışığında tüm yaşamını ve mücadelesini şekillendiren kadrolara işyerlerinde ve yerellerde birlikte çalışma koşullarını yaratmayı, yaratılan birimlerde ise geliştirmeyi öneriyor. Ancak bu yöntem komünistlerin genel devrimci-demokratik muhalefet cephesinde etkinliklerini artırarak yönlendirici, öncü rollerini oynamalarına yol açacaktır. Sınıf savaşımı bu şekilde merkezi disiplin ve yönetim altında işyerlerinde ve yerellerde genişleyerek güçlenecektir. Sosyalizm konusunda sağlanan ortaklaşmamız, günlük ekonomik, sosyal, demokratik mücadeleler içinde oluşacak, sınanacak ve gelişecek; aynı zamanda günlük mücadeleler içindeki savaş yoldaşlığımız Marksçı-Leninci kadroları diyalektik olarak örgütsel temelde Sosyalizm mücadelesinde bir araya getirecektir.

Tüm parti örgütlerimizi, parti kadrolarımızı ve mücadele alanlarındaki örgütsüz Marksçı-Leninci dost yoldaşlarımızı sınıf savaşımının zorlu ve ateşli yolunda birlikte mücadele etmeye ve örgütlenmeye çağırıyoruz.

  • Yaşasın Devrim ve Sosyalizm Mücadelemiz!
  • Yaşasın Marksizm Leninizm!
  • Yaşasın Proletarya Enternasyonalizmi!

Türkiye Komünist Partisi
Merkez Komitesi
12 Aralık 2017