Seçimlerin Kazananı HDP Olmuştur!

Türkiye Komünist Partisi Merkez Komitesi’nin 25 Haziran 2018 Tarihli Açıklaması

Seçimlerin Kazananı HDP Olmuştur!

24 Haziran 2018 Genel Parlamento ve Cumhurbaşkanlığı Seçimleri tamamlandı. Birçok yurttaşın, kurum ve kuruluşun beklentisinin aksine Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde R.T. Erdoğan 10 milyon oy farkla seçilirken, parlamento seçimlerinde AKP-MHP ittifakı yüksek bir oy oranı farkıyla parlamentoda çoğunluğu güçlenerek korudu.

Seçimler öncesinde İstanbul’da 6 milyonluk CHP mitingi farklı beklentiler yarattığı için açıklanan seçim sonuçları üzerine manipülasyon şüpheleri arttı. Kampanya sürecinde AKP ve Erdoğan’ın Bursa, Kocaeli, Samsun, Ordu, Diyarbakır gibi illerde çok zayıf kalabalıklarla karşılaşmış olması da beklentiyi farklı sonuçlara yöneltmişti. Özellikle AKP’nin İstanbul mitinginde toplanan kalabalığın kişi başına 200 TL ve kumanya paketi dağıtılarak bindirilmiş kıtalarla sağlanması AKP’nin ve Erdoğan’ın gidici olduğu beklentilerini daha da artırmıştı.

Bütün bu eğilimlerin tersine Erdoğan ve AKP’nin ciddi bir farkla çoğunluğu sağlaması tek başına basit manipülasyon taktikleri ile açıklanamaz. Öyle olmuş olsa kullanılan oyların paralelinde çok ciddi bir altyapıya dayalı ve gerek mekanik olarak oyların tümden değiştirilmesi ve de elektronik olarak sayımların manipüle edilmiş olmasından yola çıkılması gerekir. Bu durumda ise Erdoğan ve AKP’nin tüm çabalarına rağmen HDP’nin barajı aşmış olması izah edilemez.

HDP tüm fiziki, fiili ve idari baskılara, eşit olmayan seçim hazırlıklarına rağmen sadece barajı aşarak değil aynı zamanda 7 Haziran 2015 seçimlerine yakın bir oy oranı yakalayarak bu seçimlerin asıl kazananı olmuştur.

Devleti oluşturan güçler ve işbirlikçi oligarşi Erdoğan ve MHP destekli AKP ile devam kararı almıştır. Onun için Saadet Partisi’nin yüzde on bandına yaklaşması veya geçmesi ile CHP’nin oylarını yüzde otuzun üzerine çıkarması ve İP’nin yüzde on beşlere yaklaşarak CHP ittifakının parlamento seçimlerinde yüzde elli biri yakalaması gerçekleşmemiştir.

Şimdi Türkiye’de Başkanlık Sistemi ikame olmuş durumdadır. Açık faşizan, diktatoryal bir rejimin kurumsallaşması tamamlanacaktır. Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik ve siyasi bunalımın işbirlikçi oligarşi açısından farklı koşullarda aşılması da mümkün değildir.

Bu seçimlerin gösterdiği en önemli olgu, baskıcı, sömürücü, sömürgeci kapitalist düzenin seçim yoluyla aşılamayacağı olgusudur. Devleti kontrolunda tutan kurum ve kuruluşlar ve tersinden, belirli kurum ve kuruluşlar burjuva diktatörlüğünün kontrolünde bulunduğu sürece, özgür ve demokratik seçimler gerçekleşebileceği beklentisi olmamalıdır. 24 Haziran seçimlerinin en önemli dersi bu olmuştur. Faşizan diktatörlüğün barışçıl yöntemlerle aşılması beklentileri tükenmiştir. Bu düzen halk yığınlarının işçi sınıfı öncülüğünde kitlesel direnişi ve ayaklanması ile yıkılarak değişecektir.

Net bir şekilde ortaya çıkan bu durumdan sonra, manipülasyon sonucu haksızlığa uğranıldığını düşünen tüm seçmenler, bu burjuva diktatörlüğü ile çıkarları nesnel olarak çelişen tüm işçi, emekçi ve yoksullarla birlikte kendi sorumluluklarını ve çözümlerini ellerine almak durumundadırlar. Türkiye İşçi Sınıfı’nın Devrimci Hareketi, uzlaşma, pazarlık ve müzakere ile Kürt ulusal sorunu çerçevesinde artık sonuç alınamayacağını görmüş olması gereken Kürt Özgürlük Hareketi ile birlikte TC devletinin kalbine yönelmek durumundadır. Parlamentoya 70-80 vekil sokulması da, yerel seçimlerde 110 Belediye Başkanlığı alınması da tek başına bir sonuç ifade etmiyor ve bu kazanımlar devlet tarafından orman kanunları ile yok edilebiliyor.

Devletin bu orman kanunlarının karşısında işçi sınıfının, emekçilerin, yoksul tarım emekçilerinin birleşik mücadelesinin yükseltilmesi; seçilmişlerin yürüteceği parlamenter mücadele ile parlamento dışı mücadelenin birleştirilmesi; Gezi Direnişini yaratan, Adalet Yürüyüşü’ne katılan, Maltepe’de Muharrem İnce mitingine katılan, 1 Mayıs’larda başta Maltepe olmak üzere tüm ülkede, başta Amed olmak üzere tüm Newroz alanlarında birlik, mücadele ve dayanışma ruhu sergileyen milyonlar ayağa kalkması tek çözüm yoludur.

İşçi sınıfının öncülüğünde halkın örgütlü yığınsal gücü, aynen Gezi Direnişi’nde olduğu gibi her tür mücadele yöntemini kullanarak bu ülkeyi ve halkları sömürücü ve sömürgeci asalaklardan kurtaracaktır.

Bu duygu ve düşüncelerle Parlamento’ya seçilen tüm devrimci, demokrat, sosyalist ve komünist vekilleri yürekten kutluyor siyasal çalışmalarına yer tuttukları alanda başarılar diliyoruz. En eşitsiz koşullarda Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yüzde dokuza yakın oy alan ve HDP seçmeninin moral kaynağı olan siyasi tutsak Selahattin Demirtaş’a bin selam iletiyoruz.

Türkiye Komünist Partisi
Merkez Komitesi
25 Haziran 2018