YIĞINLARIN BİRLEŞİK MÜCADELESİ İÇİN; İŞ, EKMEK, BARIŞ, ADALET, EŞİTLİK, ÖZGÜRLÜK!

Türkiye Komünist Partisi Merkez Komitesi’nin 16 Haziran 2017 Tarihli Açıklaması

YIĞINLARIN BİRLEŞİK MÜCADELESİ İÇİN; İŞ, EKMEK, BARIŞ, ADALET, EŞİTLİK, ÖZGÜRLÜK!

Türkiye Komünist Partisi CHP MYK kararıyla 15 Haziran 2017 tarihinde Ankara - İstanbul güzergahı olarak tespit edilen ADALET Yürüyüşü’nü olumlu bir adım olarak nitelendiriyor. Partimiz, OHAL koşullarında düzenlenen bu nitelikte bir eylemin ülkede gündeme oturabileceğini, AKP-Saray Rejimini rahatsız edeceğini, CHP içinde devlet yanlısı bilinçli kesimlerin etki alanını zayıflatacağını, AKP-Saray Rejimi’nin karşısında duran geniş yığınları hareketlendirebileceğini ve Türkiye halklarının birleşik mücadelesi konusunda yeni olanaklar yaratabileceği tespitlerini yapıyor.

TKP, cumhuriyetin kuruluşundan itibaren bütün tarihsel süreçler boyunca CHP’nin oynadığı rol konusunda, ve özellikle AKP iktidarı süresince iktidara devletin bir bileşen gücü olarak verdiği desteği görmezden gelmemektedir. Bugün kendilerini etkileyen haksız ve hukuksuz uygulamalar, yine kendilerinin onayı ile Meclis’te yapılan oylamalar sonucunda bağlanan yasa ve kararnamelerin sonucudur. CHP ilkeli ve istikrarlı muhalefet görevini yerine getirmemiştir. İşçi sınıfının sendikal hareketini elindeki olanakları kullanarak reformist ve uzlaşmacı çizgiye çekmesi, 2015 Cumhurbaşkanlığı seçimleri, Kürt Özgürlük Hareketi ile sürdürülen diyalog ve müzakere hazırlık süreci, dokunulmazlıkların kaldırılması oylamaları, 15 Temmuz sonrası “Yenikapı Ruhu” adı altında darbeci iktidara destek verilmesi, ve daha birçok yanlış politika ile CHP sınıfta kalmıştır.

Bütün bu eksikliklerine karşın, bu konuları tartışmaya açarak AKP-Saray iktidarına karşı devrimci-demokrat muhalefet güçlerini birleştirecek niteliğe sahip bir eylemliliğin gölgelenmemesi gerekir. Tam tersine, ülke gündeminin birinci sırasına oturmuş olan bu eylem, muhalefet güçlerini birleştirici, ortak mücadeleyi geliştirici bir işlev görecek nitelikte yükseltilmelidir. CHP’nin yürüyüş sürecinde ve ertesinde izleyeceği politika bir sınav olacaktır. Bu sınav sadece CHP açısından değil, başta partimiz olmak üzere tüm devrimci ve sosyalist güçler için de bir sınav niteliği taşımaktadır. Geniş demokrat emekçi yığınların, Türkiye Devrimci Hareketinin ve Kürt Özgürlük Hareketi’nin birleşik mücadelesinin örülmesine ve güçlenmesine olanak sağlayan her eylem devrimci bir nitelik taşımaktadır.

CHP sisteme entegre olan bir burjuva partisidir. Emperyalizme bağımlı, kapitalist cumhuriyetin kurucu politik iradesi, sürdürücüsü ve dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin harcıdır. Türkiye tekelci burjuvazisi içinde belli bir kesimin temsilcisidir. AKP de aynı niteliklere sahip ve tekelci burjuvazinin farklı kesimlerinin sözcüsü bir partidir. Gerek uluslararası emperyalist merkezler, gerek onların içindeki farklı fraksiyonlar ve gerekse de o farklı merkezler ve fraksiyonların Türkiye’deki işbirlikçileri siyasi ve ekonomik bir rekabet içindedir. Kimi dönemlerde uzlaşırlar, farklı zamanlarda ise karşı karşıya gelebilirler. Bunun yansıması olarak da değişik kesimler de istemeyerek ve dolaylı dahi olsa demokrasi mücadelesine uygun ortamlar sağlarlar. Bugün ülkemizde de yaşanan budur.

Komünistler açısından esas olan sınıfın ve ezilen emekçi halkların bilinçlenmesi, burjuvazinin ideolojik etkisinden kurtulmaları ve kendi sınıfsal çıkarlarına sahip çıkarak mücadeleye atılmalıdır. Dünyada ve ülkemizde son on yıllarda yaşanan neo-liberal süreçler sınıf bilincinin oluşmasına olumsuz etkilerde bulunmuştur. Bütün bu olumsuzlukların içinde işçi sınıfı, sömürülen yoksul emekçi halklar ve çıkarları işbirlikçi tekelci burjuvazinin çıkarları ile çelişen toplum kesimleri bir yarılma yaratabilirler. Adalet Yürüyüşü de bir dizi farklı olanakların içinde güncel olarak öne çıkan ve sınıfın politikleşmesinde, bilinçlenmesinde işlev görebilecek bir eylemliliktir. Bu noktada CHP’nin niyeti değil, sınıfın politik, sendikal ve demokratik kitle örgütlerinin yaklaşımı belirleyicidir.

Anayasa Referandumu sürecinde HAYIR oylarıyla yaratılan güç, bugün Adalet Yürüyüşü ile ileri bir aşamaya taşınabilir. Bu tür vesileler işçi sınıfı ve halk güçlerini, en geniş yığınları, objektif olarak iktidar ve devletle karşı karşıya getirir. Bu eylemin en önemli özelliği budur. Bunun için CHP’nin niyetinin önem taşımadığını, sınıf güçlerinin bu olanağı nasıl değerlendirip mücadeleyi geliştirme yeteneklerinin belirleyici olduğunu belirtiyoruz.

Bu olanakları mücadelenin gelişimi için somut kazanımlara çevirmek, devrimci ve sosyalist siyasal güçlerin yığınları İŞ, EKMEK, BARIŞ, ADALET, EŞİTLİK, ÖZGÜRLÜK istemleri temelinde ne denli hareketlendirebileceklerine bağlıdır. Yerel anlamda mahalle ve semt meclisleri, üretim alanlarında da işçi meclisleri yığınların bu istemleri yükseltebilecekleri ve istikrarlı, sürekli bir çalışmaya dönüştürebilecekleri kürsüler olabilir. Tüm olanak, yetenek ve güçlerimizi meclislerin oluşturulması, kalıcılaştırılması ve yığınsallaşması çalışmasına vermeliyiz. Meclislerin kendi gündemleri, çalışma ve etkinlik programları geliştirilmelidir. Meclislerin kurulduğu yerellerde ve üretim birimlerinde toplantıların dışında en geniş yığınların katılımını sağlayacak etkinlikler düzenlenmeli ve bunlar sürekli hale getirilmelidir. Bu görevi de başarı ile yaşama geçirmek için partimizin saflarını daha sıklaştırmak, partimizin etrafında oluşmuş olan sempatizan çevresini daha genişletmek, günlük mücadelelerdeki etkinliğini artırmak ve parti örgütlerimizi, kadrolarımızı yığınsal çalışmaları besleyecek niteliklere yükseltme konusunda aralıksız ve kesintisiz faaliyet yürütmeliyiz. Liberal demokrat, sosyal demokrat, devrimci demokrat, sosyalist ve komünistlerin, burjuva partilerinin tabanını oluşturan işçi ve emekçileri de mümkün olduğu kadar fazla kapsayacak şekilde bu çalışmaları yaşama geçirmemiz güncel parti görevimizdir.

Türkiye Komünist Partisi
Merkez Komitesi
16 Haziran 2017