1 MAYIS 2022 DEĞERLENDİRMESİ

1 MAYIS 2022 DEĞERLENDİRMESİ

Bu yıl 1 Mayıs olağanüstü ekonomik kriz etkileri altında karşılandı. Yaşam ve çalışma koşullarının bu denli ağırlaştığı bir dönemde 1 Mayıs’ın gerçekten çok kitlesel olarak ne niteliğine uygun birlik, mücadele ve dayanışma günü olarak kutlanması beklenirdi. Alanlara saatlerce akan, alanları tıka basa dolduran, alanlardan taşan bir nicelik ve iktidara bu güç ve coşkuya dayanarak verilecek ağır mesajlar. Saray’ın bu 1 Mayıs karşısında titremesi gerekirdi ve 1 Mayıs eylemlerinin etkisi 1 Mayıs’tan sonra günlerce, haftalarca sürmeli, ülkenin gündemini belirlemeli, Saray’ı tavır almaya zorlamalıydı. İçinden geçtiğimiz zorlu ekonomik koşullar bunları gerektirirdi. Öyle olmadı. Neden? Bu sorunun yanıtı aynı zamanda ülkemizde sınıf mücadelesinin sorunlarını da yansıtacak içeriktedir.

Sendikaların katılımı düşüktü. Katılan sendikaların kortejleri zayıftı. İstanbul, Gebze, Kocaeli, Bursa, Çorlu, İzmir gibi sanayiinin yoğun olduğu il ve ilçelerde genel olarak katılım işyeri sayısı ve işçi nüfus ile karşılaştırıldığında olması gerekenin çok fazla altındaydı. Bu durum normal değil. İşçilerin yanısıra işçi yatağı mahallelerden işçilerin yakınlarının, ailelerin alanlara akması beklenirdi. İşçilerin fabrikalarda örgütlenerek sendikalarının saflarında 1 Mayıs’a örgütlü olarak büyük bir coşku ve heyecanla gelmeleri gerekirdi.

2022 Newroz kutlamalarına milyonlarca Kürt işçi ve emekçi aileleri ve çevreleri ile katıldılar. Kürt halkının yanısıra, Kürt halkının sorunlarına duyarlı olan Türk ve diğer uluslardan insanlar ve çevreler Newroz kutlamalarına katıldılar, birleşik mücadelenin önemini alanlara yansıttılar. 1 Mayıs’ta bunun aynısı olması, Newroz’a akan Kürt işçi ve emekçilerinin kendi birlik, mücadele ve dayanışma gününde alanlara akmaları ve birleşik mücadelenin gerekliliğini dosta düşmana göstermeleri gerekirdi.

1 Mayıs’ların kutlanması işçi sendika ve konfederasyonlarının sorumluluğunda yürüyor. 1976, 77, 78 ve 79 1 Mayıslarından çok önceleri fabrikalarda ve işyerlerinde 1 Mayıs Komiteleri kurulur, 1 Mayıs hazırlıkları yürütülür, fabrikalardaki işçilerin yaşadıkları işçi semtlerinde bu çalışmaların devamı sürdürülür ve hem propaganda, hem de 1 Mayıs’a en yüksek katılımı sağlamak için örgütlenme çalışmaları gerçekleştirilirdi. Bu çalışmalar sendikaların sorumluluğunda ve DİSK Genel Merkezi’nin koordinasyonunda yaşama geçirilirdi. Hazırlık döneminde fabrikalarda, işyerlerinde, mahallelerde haftanın bir veya iki günü düzenlenen Komite toplantılarında gelişmeler değerlendirilir, eksikler tespit edilir, 1 Mayıs’a kaç kişinin katılmasının hedeflendiği her toplantıda gözden geçirilir ve belirlenen hedeflere ulaşmak için alınan gerekli önlemler altında çalışmalar sürdürülürdü. Günümüzde bu tür çalışmaların ne derece örgütlendiği soru işaretidir.

Parti örgütlerimizin ve parti kadrolarımızın sadece 1 Mayıs hazırlık süreçlerinde değil, sürekli olarak fabrikalarda, işyerlerinde ve mahallelerde yürüttükleri çalışmalar sendikaların bünyesinde yürütülen çalışmaların sürekliliğinin ve başarısının güvencesi idi. Bugün aynı olanaklara sahip olmamakla birlikte, parti örgütlerimizin ve yoldaşlarımızın oldukları alanlarda aynı tarz çalışmaların yürütüldüğüne emin olabilirsiniz. Ancak, nicelik olarak 70’li yılların oldukça gerisinde olmamız katkılarımızın ve görevlerimizin düzeyini azaltıyor. Bu açığı kapatmak için sürekli çalışıyoruz. Fakat aktif çalışmalarımızın yürüdüğü alanlarda da nasıl çalışılması gerekiyorsa öyle çalışıyor ve hangi sendika o işyerinde örgütlüyse onun bünyesinde komünist kadroların yapması gereken ne ise onu yapıyoruz. Onun için de fabrikalarda, büro ve işyerlerinde, mahallelerde çalışan yoldaşlarımız 1 Mayıs’a da sendikalar ve mahalli örgütlenmelerin ilgili kurumları ile katılıyorlar. 1 Mayıs’a katılımını örgütledikleri işçi, emekçi ve yakınlarını terk ederek siyasi kortejlerde yürümüyorlar.

Henüz sınıf bilincini almamış, ekonomik dürtüler ve sendikal bilinçle 1 Mayıslara katılan işçi ve emekçilerin üyesi olmadıkları veya desteklemedikleri herhangi bir siyasi partinin kortejlerinde 1 Mayıslara katılmaları beklenemez. Kendi kortejlerini oluşturarak 1 Mayıslara katılan işçi sınıfının partileri olma iddiasında olan partiler de kendi üyelerini ve kadrolarını parti kortejlerinde yürümeye zorlayarak aslında işçi ve emekçilerin 1 Mayıslara katılımını azalttığını tespit etmek gerekiyor. 1 Mayıslara ilk defa katılacak işçi ve emekçiler, onları 1 Mayıslara katılmaya teşvik eden, örgütleyen kadrolar kendileriyle birlikte olmazlarsa neden 1 Mayıslara katılsınlar?

1 Mayıslar işçi sınıfının partisi iddiasında olan partilerin gövde gösterisi günü değil, işçi sınıfının gücünü ortaya koyduğu, nicel ve nitel olarak istemlerini dile getirildiği ve kürsülerden sınıfın istemlerinin sınıf düşmanına karşı yüksek sesle haykırıldığı günlerdir. 1 Mayıslara ve işçi direnişlerine bu bilinç ve bakış açısı ile katılmayan partilerin sınıf mücadelesini güçlendirmek için yapabilecekleri katkılar da o kadar olacaktır. Yaşamın pratiği bizlere bunu doğrulamaktadır. Onun için bu partilerin saflarında işçi ve emekçilerden, yoksullardan fazla küçük burjuva aydınlar yürümektedirler.

Gençlik örgütleri ve kadın örgütleri için de durum aynıdır. İşçi gençlik ve işçi emekçi kadınlar arasında örgütlenen gençlik ve kadın örgütlerinin yeri, işçi ve emekçilerin yürüyüşlere, eylemlere, 1 Mayıslara katıldıkları sendikaların ve mahalli kuruluşların saflarıdır. İstisna, liseli ve üniversite gençliğinin örgütleri olan gençlik örgütlerinde olabilir. Onlar kendi kortejleri ile yığınsal olarak 1 Mayıslara katılarak işçi sınıfı ile dayanışmalarını ve gençliğin sorunlarının çözümü için işçi sınıfının biliminin önemini dile getirebilirler.

Bu yıl 1 Mayıs’ta dikkat çeken bir diğer konu da örgütsüz olarak katılanların sayılarının fazlalığı idi. 12 Eylül sonrası partimiz dahil likidasyon süreçleri geçiren devrimci örgütlerin 12 Eylül öncesi küskün veya kendilerini geri çekmiş kadrolarının 1 Mayıslara katılma pratikleri eleştirilecek bir konu değildir. Farklı siyasal angajmanlara girmeleri yerine işçi sınıfının en önemli gününde meydanlarda olmaları selamlanacak bir olgudur. Ancak, bu kesimlerin kendilerini eskiden mensubu oldukları örgütlere mesafeli duruşları bir şekilde anlaşılır olabilirken, onların da bireysel katılımı ve kaldırım kenarlarında oturup yürüyenleri izlemek yerine herhangi bir sendika veya demokratik örgüt saflarında yürüyüşe katılmaları selamlanacak bir davranış olurdu. Geçmiş deney ve birikimlerini genç işçilere aktarmaları, eskiden mensubu oldukları sendikaların saflarında yer almaları günümüz sınıf mücadelesine sağlayabilecekleri bir katkıdır. Sınıf hareketinin buna gereksinimi vardır.

Çıkarmamız gereken sonuç bize daha fazla çalışmamız gerektiğini, güncel sorunlara çözüm önerileri sunan eylem programları geliştirmeyi, toplumun ezici çoğunluğunu devlet yönetiminde söz sahibi yapacak olan Sosyalizm amacımızı başta işçi sınıfı olmak üzere tüm emekçilerin ve ezilen yoksul halkların tahayyül edeceği düzeyde ulaştırabilecek örgütsel araçlar yaratmak ve tüm gücümüzü sınıf içinde örgütlenmeye yöneltmek olmalıdır. Bunu ne denli başarır, ilerleme kaydedersek 1 Mayısların niteliği ve niceliği de o derece değişecektir ve her yıl sınıf savaşımının ulaştığı düzeyin barometresi olacaktır.