Enternasyonalizm

Enternasyonalizm

Proletarya Enternasyonalizmi, işçi sınıfının mücadelesinin uluslararası niteliğini belirtir. Bu gerçeklikten dolayı da, komünistlerin mücadelesinde en önemli ilkelerden biridir. Birçok insan bu kavramı soyut olarak algılar. Halbuki bu kavram çok somuttur ve her zaman günceldir.

Proletarya Enternasyonalizmi en genel anlamıyla proletaryanın dünya çapında zaferini hedefler. Farklı ülke ve bölgelerdeki sınıf mücadelesinin, birbirleriyle dayanışmasını simgeler. Ulaşılmak istenen hedef kısa zamanda ulaşılacak bir hedef olmayabilir. Ancak ipin ucu bir koptu mu da hızla ilerleyebilir. Bu nedenle, Proletarya Enternasyonalizmi ilkesi ve pratiği her zaman günceldir.

Proletarya Enternasyonalizmi ilkesi aynı zamanda soyut değil somuttur. Çünkü, kendi savaşım alanımızda elde ettiğimiz her yeni mevzii, uluslararası sınıf mücadelesine de eklenmiş bir kazanımdır. Başka bir açıdan değerlendirirsek, farklı ülkelerde mücadele yürüten müfrezelerin birbirlerini, maddi ve manevi olarak desteklemeleri de Proletarya Enternasyonalizmi ilkesinin kapsamındadır.

“İşçi sınıfının vatanı yoktur” tespiti aynı zamanda tüm dünya işçilerinin kardeşliğini simgeler. Proletarya Enternasyonalizmi aynı zamanda bu kardeşliğin gereklerinin ifadesidir. Sosyalist Dünya Topluluğunun realite olmadığı bugünkü koşullarda, her ülkenin proletaryasına daha fazla görev düşmektedir.

Türkiye proletaryası açısından, Bangladeş’deki tekstil işçi ile de, Kenya’daki maden işçisi ile de, F.Almanya veya Meksika’daki sanayi işçisi ile de somut dayanışma aynı derecede önemlidir. Bazen güncel mücadele koşulları, birine, ötekine göre öncelik vermeye zorlar. Yerleşmiş ve geleneksel hale gelmiş kurallara göre, bir ülkenin proletaryası günlük mücadelelerde en yakınındaki ülkenin proletaryası ile dayanışma içinde olur. Bu açıdan ele alındığında, bugün Türkiye proletaryasının somut dayanışma içinde olması gereken yer Kürdistan proletaryası ve emekçi sınıflarıdır. Sanayisi gelişmediği için, yoksul tarım proleterlerinin, köylülerin ve farklı sektörlere dağılan emekçilerin yaygın olduğu Suriye Kürdistanı, yani Rojava, bugün Türkiye işçi sınıfının uluslararası dayanışmada ilk adresi olmalıdır. Gerçekleştirdikleri Demokratik Halk Devrimi’nin emperyalist güçler ve Türkiye egemen burjuvazisi tarafından boğulmak istendiği bir ortamda Rojava halkları ve özelde Kobani ile somut, fiili dayanışmayı hayata geçirmek, Türkiye proletaryası içinde dayanışma ruhunu geliştirmek, başta komünistler olmak üzere, Türkiye’de Sosyalizm’den yana olduğunu söyleyen her birey ve kuruluşun temel görevidir.