31 Mart 2024 Yerel İdare Seçimleri AKP-MHP-Ergenekon faşist blokunun yenilgisidir. Ciddi bir oy kaybı yaşamışlardır. İstanbul, Ankara, Antalya ve İzmir’de ciddi oy kaybı yaşayan faşist blok, İstanbul’da on tane ilçe belediyesini, Bursa, Denizli gibi elinde tuttuğu illeri de kaybetmiştir. İP, DEVA, GP, DP ve VP gibi uydu partiler seçimlerde varlık gösterememişlerdir.
DEM Parti seçmeni batı metropollerinde AKP-MHP-Ergenekon faşist blokunu yenilgiye uğratma sağduyusunu göstermiştir. Bu olgu DEM Parti’nin seçim stratejisinin yanlışlığına işaret etmez. Çünkü DEM Parti batı metropollerinde açıktan CHP adaylarını destekleseydi Kürdistan’daki seçmen de, batı metropollerindeki Kürt seçmen de buna tepki gösterecekti. Dem Parti, CHP adaylarını açıktan desteklemedi ve kendi adaylarıyla seçim çalışması yürüttü ama seçim propagandasının sivri ucunu CHP’ye değil, AKP-MHP-Ergenekon faşist blokuna yöneltti. İP ise seçim çalışmasında faşist iktidar bloku yerine CHP’yi hedefe koyarak kaybetti. Çünkü İP seçmeni parti politikalarına rağmen faşist bloka karşı oyunu kullandı. Kürt seçmen ve kalıcı ittifak içindeki işçiler, emekçiler hem kendi partilerinin seçim çalışmalarını yürütmüş ve siyasi propagandasını yapmış ama aynı zamanda faşist iktidar blokunu yenilgiye uğratmak için gerekli tavrı ortaya koymuştur. DEM Parti’nin seçim stratejisindeki başarı bunun sonucudur.
Legal sosyalist ve sol partiler seçimlerden bekledikleri sonuçları alamamışlardır. Devrimci, demokratik ve sosyalist nitelikli ittifakların faşist blok karşısında oynayabileceği rol bu seçimlerde bir kez daha kanıtlanmıştır. İttifak dışında dar parti çıkarları ile hareket etmenin yığınlar nezdinde destek görmeyeceği anlaşılmış olmalıdır.
Partimiz TKP, bu seçimlerde DEM Parti’nin seçim stratejisini desteklemiş ve aktif olarak seçim kampanyalarına katılmıştır. Bunun dışında DEM Parti’nin seçilme şansı olmadığı ancak doğru adayların olduğu ilçelerde ilerici, sosyalist, komünist adayları desteklemiştir ve seçilmeleri için çalışma yürütmüştür. Türkiye’nin İstanbul dahil bir dizi ilçesinde sosyalist ve komünist adaylar CHP listelerinden katılarak seçimi kazanmışlardır. Seçmen bu adayların siyasi kimliklerini çok iyi bilmektedir ve onlara bilinçli oy vermiştir.
DEM Parti Kürdistan’da kayyumları yerle bir etmiştir. Faşist blok bindirilmiş kıtalar ve taşıma oylar ile Bitlis, Kars ve özellikle Şırnak’ta hile yaparak seçimleri kazandıklarına kamuoyunu ikna etmeye çalışıyor. Bu illerin kazananı tartışmasız DEM Parti adaylarıdır. Taşıma seçmen yöntemi sadece bu illerde uygulanmamıştır. Başta Amed olmak üzere neredeyse tüm Kürt il ve ilçelerinde aynı yöntem uygulanmış ama DEM Parti oylarının ezici çoğunluğu altında ezilmişlerdir. Kimi seçim bölgelerinde, il ve ilçelerde DEM Parti ile AKP arasındaki oy farkının az görünmesi buradan kaynaklanmaktadır.
Kürt halkı bu seçimlerde Kürdistan’da DEM Parti adaylarını seçerek, yine Kürt halkı ve Türkiye işçi sınıfının, emekçilerinin diri kesimleri batı metropollerinde de AKP-MHP-Ergenekon faşist blokuna ders verme yönünde tercihlerini kullanmışlardır.
Bu seçimin sonuçları kirli siyasete ve talan ekonomisine son, savaşa hayır demektir. Daha önce tercihlerini AKP’den yana kullanan bir seçmen kitlesi de faşist rejimin siyasal ve ekonomik uygulamalarına karşı, ekonomik krizin yükünün işçi sınıfının, emekçilerin ve emeklilerin sırtına yüklenmesine son vermek için tercihlerini değiştirmişlerdir. Ekonomik krizin temel nedenlerinden olan Kürt halkına karşı yürütülen savaşın son bulması ve Kürdistan’a yönelik yeni savaş maceralarına karşı oy kullanmışlardır. Özet olarak seçim değerlendirmesi olarak iki temel sonuç çıkarıyoruz; faşist iktidar bloku azınlığa düşmüştür ve kayyum rejimi çökmüştür.
31 Mart seçimleri bir gerçeği daha ortaya koymuştur. Partimizin en önem verdiği konu olan sınıf ve yığınlar arasında kalıcı ve sürekli örgüt çalışması yürütmeden popülist yöntemlerle başarılı seçim sonuçları elde etmek mümkün değildir. DEM Parti temsil ettiği halk kitlelerinin politik istemlerini dile getirerek ve kalıcı örgütlenmeler gerçekleştirerek kemikleşmiş bir seçmen tabanına sahip olmuştur. Partimiz TKP, sınıf içinde örgütlenerek çelik çekirdeğini oluşturmakta, sendika, meslek ve demokratik kitle örgütleri, her tür toplumsal halk örgütlenmeleri içinde çalışarak kitle tabanını ve sempatizan çevresini geliştirmektedir. Yürütülen ilkeli komünist faaliyet salt seçim süreçlerini hedeflememekle birlikte, gerektiğinde seçim dönemlerinde de parti politikaları doğrultusunda ön görülebilir hedeflere yönelmeyi sağlamaktadır. Partimizin ilkeli Leninci örgütlenme anlayışının, adında komünist nitelemesi kullanan veya kimi legal sosyalist ve sol partilerin popülist, kısa vadeli seçim hedeflerine yönelik çalışma anlayışları arasındaki temel farklılığı budur.
Faşist seçim bloku seçimlerde yenilmiş ama seçim hileleri ve kayyum girişimleri son bulana dek mücadele sürecektir. DEM Parti seçmeni oylarına, seçilmişlerine ve partilerine sonuna kadar sahip çıkacaklardır. Van seçimlerinde Büyükşehir Belediye Başkanlığı dahil 14 ilçenin 14’ünde Belediye Başkanlıklarını kazanan DEM Parti’nin bu başarısı faşist iktidar blokunu rahatsız etmiş, daha ilk günden kayyum uygulamalarını devreye sokmuştur. Van seçmeni hukuksuzluğa prim vermeyerek haklarını korumak için aktif savunma direnişine yönelmiştir. Ortaya muazzam bir halk direnişi çıkmıştır. Türkiye’nin barış ve demokrasi güçleri bu haklı mücadelede Van, Bitlis, Kars ve Şırnak halkının yanında olmuş, mücadelelerini aktif olarak desteklemiş ve her alanda direnişi geliştirmiştir. Türk ve Kürt demokratik muhalefet güçlerinin ittifakı pratik olarak hayata geçmiştir. TİP, EMEP, EHP, TÖP Genel Başkanlarının, ve ilk kez CHP Genel Merkezi tarafından görevlendirilen nitelikli bir heyetin Van’daki yığınsal basın açıklamasına katılmaları bu olguya işaret eder. Kayyum provokasyonu duyulur duyulmaz güçlü bir uluslararası dayanışma yükselmiştir. Bu etmenlerin tümünün birleşmesi ve AKP sıralarında da bu uygulamaya itirazların yükselmesi faşist iktidar blokuna geri adım attırmış ve Van’da oyun bozulmuştur. Mazbata sahiplerine iade edilmiştir. Bu çok önemli bir ara zaferdir.
Türkiye, yönetenlerin eliyle içine yuvarlandığı siyasal ve ekonomik krizden köklü demokratik dönüşümler gerçekleşmeden çıkamayacaktır. Egemen sermaye sınıfının temsilcisi olarak en ufak ekonomik sendikal hak arayışına tahammül edemeyen faşist iktidar bloku işçi sınıfı ve emekçiler üzerindeki işgücü sömürüsünün ve hayat pahalılığının uygulayıcısı olarak yönetme sınırlarının sonuna dayanmıştır. Bu barbar düzene son vermenin koşulları olgunlaşmaktadır. Kürt halkına karşı yürütülen savaş durdurulmadan, Kürt sorununa eşit, adil, demokratik ve siyasal bir çözüm yaratılmadan Türkiye rahat nefes alamaz. Türkiye işçi sınıfı ve emekçiler bu halk düşmanı yönetime daha fazla müsamaha etmeyecektir. Kürt halkına uygulanan imha ve işgal politikalarına karşı direniş ile işçi sınıfının, emekçilerin ve yoksul halk yığınlarının direnişi birleştiğinde muazzam bir toplumsal patlama ortamı gündem olacaktır. Halkların demokratik direnişi gelişecektir. Ya barbarlık, ya sosyalizm seçeneği önümüzdeki süreçte kendini dayatacaktır. Bu bağlamda, sınıf savaşımının tüm alanlarında olduğu gibi legal siyaset alanında da devrimci, demokratik, sosyalist alternatifin görünür kılınması belirleyici önemdedir. İşçi sınıfı, yoksul emekçi halklar, Kürt halkı bu topraklarda değişim ve dönüşümün yolunu açacak öznel etmeni oluşturacak siyasal güçlerin içinde ve çevresinde örgütlenerek iktidar hedefine yürümenin özgüvenini ve gücünü yaratacaktır. Bu çerçevede Emek ve Özgürlük İttifakı’nın tekrar yaşam bulması ve toplumsal mücadelede aktif bir rol üstlenmesi önemlidir. Türkiye Komünist Partisi mücadelenin bu aşamasında üzerine düşen görevleri yerine getirecek ve daha ileri hedeflerin yolunun açılmasını sağlayacaktır.
Türkiye Komünist Partisi
Merkez Komitesi
4 Nisan 2024