MHP Destekli AKP-Saray Rejimi Saldırganlaşıyor Safları Sıklaştıralım!

Türkiye Komünist Partisi Merkez Komitesi’nin 9 Aralık 2019 Tarihli Açıklaması

MHP Destekli AKP-Saray Rejimi Saldırganlaşıyor Safları Sıklaştıralım!

MHP destekli AKP-Saray Rejimi’nin 31 Mart Mahalli İdare Seçimleri sonucunda yaşadığı yenilgi, bu seçimler öncesi aslında oldukça derinleşmiş olan, ama seçim ekonomisi nedeniyle kamuoyundan gizlenen ekonomik kriz kendisini hissetirecek, ve seçim sonuçları nedeniyle politik krize evrilecek.

Rejim’in ilk icraatı halkın oyları ile seçilen HDP belediyelerine kayyum atamak oldu. Etap etap uyguladıkları bu hukuksuzluk önümüzdeki dönemde artarak sürecek. HDP seçmeni kitle geçen yerel seçimler olduğu gibi iktidarın bu hukuksuzluğuna aktif ve yığınsal tepki göstermiyor. Geçen dönemde görevden alınıp tutuklanan Belediye Başkanları hala içerdeyken, bugün aynı uygulamaları tekrarlama cesareti tepkisizlikten dolayıdır. Tepkisizliğin tek nedeni olarak rejimin baskı ve terörü gösterilemez. Kürt halkı ne baskı ve terörlere canıyla, kanıyla direnerek göğüs gerdi. Ciddiye alınması gereken bir durumla karşı karşıyayız.

Belediye Başkanlarının yanısıra HDP’li vekil ve yöneticilerin tutsaklıkları sürüyor. Rejim onların serbest bırakılmalarından ürküyor ve siyasi kararlar sonucu hukuksuzca onları zindanlarda tutuyor. Bu uygulama bir yandan rejimin hukuksuzluğunun belgesiyken, diğer yandan da korkuya işaret ediyor. Bahçeli’nin ortaya attığı af önerisi siyasi tutsakları nasıl kapsamasın diye ölçüp biçiyorlar ve buna kendileri açısından bir çözüm arıyorlar.

Rejim o denli sıkışmış durumdadır ki, sunni gündemler yaratarak kamuoyunun dikkatlerini başka konulara çekmeye çalışıyorlar. Kasım ayında yaşanan ve tescilli gerici, eskinin Tercüman yazarı bugünün Sözcü yazarı  Rahmi Turan’a düzenletilen tezgah ile üst düzey bir CHP’linin Saray’da Erdoğan ile gizli görüşme yaptığı iddia edildi. Bu haber doğru da olabilir. Nice CHP’li AKP ile iş tutuyor. Örnekleri saymak ile tükenmez. Ancak bu konunun bu denli gündem haline getirilmesi bir yandan gündem değiştirmek, diğer yandan da CHP tabanında güvensizlik yaratma amacını taşımaktadır.

AKP’den koparak ayrı parti kurma girişiminde bulunan Davutoğlu, Babacan ve aralarında AKP kurucuları da bulunan tanınmış siyasetçiler AKP için ayrı bir sorun teşkil etmektedir. Kopuşların tabanda AKP’ye daha fazla zarar vermesinin önünü almak durumunda hissediyorlar kendilerini. Onun için etik olmayan bütün yöntemleri uygulamaya hazırlar.

Rejimin bütün çabası kendi seçmen ve üye tabanının daha fazla çatırdamasını engellemek ama asıl olarak işçilerin, emekçilerin, yoksulların ve imha etmeye çalıştıkları Kürt halkının tepkisinin yığınsal bir direnişe dönüşmesini engellemektir. Onun için en küçük basın açıklamasını dahi zor ile terör ile bastırıyorlar. Rejim polis ve istihbaratı vasıtasıyla, son model teknik olanakları kullanarak ülkeyi açık bir mezarlık haline getirmeye çalışmaktadır. Bunu ne yaparlarsa yapsınlar başaramayacaklarını ve halkın devrimci tepkisinin bir yerden çatlak yaratarak tüm topluma yayılacağını adları gibi biliyorlar. Bütün çabaları bu tepkinin geciktirilmesinin sağlanması temelindedir. Değilse, rahat olsalar, neden bu kadar baskı ve terör uygulasınlar.

Aldıkları önlemlerin bir tanesi de toplumdaki “milli” ve “dini” duyguları kullanarak “milli birlik” senaryoları geliştirmektir. Bunu da en kolay yolu savaş açmaktan geçmektedir. Bir yandan bu sorunu çözecek, halkların ülkedeki ekonomik ve politik krizin karşısında tavır almalarını engelleyecek, diğer yandan ise hem Kürt halkına karşı savaşı yükseltecek, Suriye’de işgali geliştirerek Şam’a yürüme hevesini körükleyecek ve de son dönemlerde yaşadığımız gibi Libya gibi uzak ülkelerde iç politikaya silahlı yöntemlerle müdahil olmaya çalışacaklardır. Bu tehlike önümüzdeki dönemde büyüyerek karşımıza çıkacaktır.

2020 yılı, savaşa karşı barış ve diktatörlüğe karşı demokrasi temelinde ülkemizin başta işçi sınıfı olmak üzere en diri güçlerinin mücadelesinin yükselmesi gereken bir yıl olacaktır. Ülkemizin tüm barış, demokrasi, emek, bağımsızlık, özgürlük ve sosyalizm güçlerine, Türkiye işçi sınıfının devrimci güçlerine, Kürt devrimci demokratik özgürlük güçlerine bu birleşik mücadelede önemli ve belirleyici görevler düşmektedir. MHP destekli AKP-Saray Rejimi’ne son vermek ve devrimci bir alternatif geliştirmek bizlerin mücadelesi ile belirlenecektir. AKP, 2103 ve 2015 krizlerini yeni müttefikler edinerek aşmayı başarmıştır, ancak 2019 yılında bu güçlerin tümü önemli bir bozgun yaşamışlardır. 2020 yılı bu bozgunu derinleştirecek ve yenilgilerini hazırlayacak bir yıl olsun.

Türkiye Komünist Partisi
Merkez Komitesi
9 Aralık 2019