Newroz Pîroz Be! Nevroz kutlu olsun!

Türkiye Komünist Partisi Merkez Komitesi’nin 19 Mart 2025 Tarihli Bildirisi

Newroz Pîroz Be! Nevroz kutlu olsun!

Wan Newrozu'ndan görüntüler

Kürt halkı, dostları ile birlikte bu yıl da her yerde "ateş altında” Newroz'u kutluyorlar! Günlerdir onbinlerce işçi, köylü, kadın, genç Kürt ve kardeş halklardan emekçi dostları, devrimciler, komünistler  omuz omuza alanları dolduruyorlar, egemen olan barış talebini, halkların kardeşliği belgilerini, alanlarda haykırıyorlar.

Kürt halkının tutsak önderi Abdullah Öcalan'ın 27 Şubat 2025'de yaptığı "Barış ve Demokratik Toplum" çağrısı ile başlayan yeni süreç, uzun zamandır içinde yaşadığımız günlerden çok farklı bir durum haline gelme eğilimlerini içinde barındırıyor.

11 yıl önce (21 Mart 2014'de) de Öcalan, Newroz'da okunan tarihi mesajında, "Barış savaştan daha zordur, ama her savaşın da mutlaka bir barışı vardır. Biz direnirken korkmadık, barışırken de korkmayacağız. Bizim direnişimiz, kardeş halklara karşı değil, hegemonik karakterli, yok sayan, imha eden, inkar eden zulüm düzenine karşı olmuştur. Dolayısıyla barışımız da hükümetler ya da devletler için değil, bu toprakların binlerce yıllık kadim değerlerini özümseyen, dünya kültürel mirasının eşsiz hazırlayıcısı olan Anadolu, Kürdistan ve Mezopotamya halkları içindir. Hükümet ve devlet bu gerçekliğe uygun bir ciddiyet geliştirmekle yükümlüdür." diyordu.

Gerici-faşist iktidar Öcalan'ın çağrısına karşılık hiçbir olumlu ciddi adım atmadığı gibi hukuksuzluklara, saldırılara devam ediyor, üstünlerin hukuğunu işletiyor. Saray diktatörlüğü kendisine rakip gördüğü İmamoğlu'nun diplomasını iptal ettiriyor, onu gözaltına aldırıyor. İmamoğlu’nu KCK-PKK ile işbirliği yapmakla suçluyor. Bunu son yerel seçimlerde yaşama geçirilen “Kent Uzlaşısı” ile gerekçelendiriyor. Bu ne demektir? Faşist iktidar Türk ve Kürt halklarının mücadele birliğinden, CHP ve DEM partinin barış ve demokrasi mücadelesi için ortak tavır almalarından korkuyor. İktidarını kaybedeceğini biliyor ve buna karşı can havliyle “önlem” alıyor.

İktidarın bu rahatlığı, bu pervasızlığı, karşılarında Kürt halkının devrimci mücadelesi ile birleşen ve hesap soracak örgütlü bir işçi sınıfı olmamasından kaynaklanıyor. Her şeyi üreten, var eden işçilerin, emekçilerin ellerindeki dünya, alın teri sayesinde dönüyor. Onlar ki milyonlardır, karınca kadar çokturlar. Gün gelecek, bu milyonlarca el birleşecek ve aşağıladıkları, hor gördükleri işçi sınıfı, tüm bu zulmün, pervasızlıkların hesabını soracaktır.

Vakit öfkemizi birleştirme ve örgütlü güce dönüştürme günüdür. İşçi ve emekçileri her geçen gün yoksulluk çukuruna itenlerden hesap sorma günüdür.

12 Eylül 1980 faşist darbesi sonrasında yaprak kıpırdamayan Türkiye’de, 1990’lı yılların başında işçi sınıfının eylemliliği bir atılıma geçmişti. Ne ki, ağır likidasyona uğrayan partimizin yeniden örgütlenme çabalarına denk düşen bu dönemde, yeterli örgütlülüğün sağlanamaması sonucunda bu atılım durağanlaşmıştır. Toplumun depolitizasyonu ve örgütsüzlüğü öyle bir hal aldı ki, insanlar yanı başlarındaki savaşa dur demek için bile, ciddi bir tepki göstermediler. Ancak önümüzdeki süreç yeni bir politikleşme dalgası için güçlü bir zemin sunabilir. Çünkü gerek dünya ölçeğinde gerek yaşadığımız coğrafyada savaş hali kızışarak devam etmektedir. Bu savaşlar devrimci dönüşümlerin şafağının habercisidir. Barış ve Demokratik Toplum ihtiyacı kendisini hissettiriyor ve kitlelerin desteğini alıyor. Neki, süreç gel-git ve çelişkili olarak gelişecek. Yaşadığımız günler toplumsal ilerleme açısından umut verici olanaklar sunarken aynı zamanda ciddi tehlikeler de barındırıyor.

Gelecek süreçte karşımıza çıkabilecek olası yeni saldırılara karşı komünistler bugünden mücadele zeminini hazırlıyor. İşgücü sömürüsüne ve ulusal ezgiye karşı mücadeleyi birleştirmek için çalışıyor. Bunun için öncelikle burjuvazinin işçi sınıfının bütünlüğünü bozma girişimlerine karşı, birlik ve dayanışmasının sağlanması gerekmektedir.

Kürtler için baskıya ve sömürgeciliğe karşı direnişi simgeleyen Newroz, "demirci Kawa önderliğinde zalim Dehak'a karşı gerçekleştirilen isyanın zafere erişmesidir!"

Newroz, alçaklıklara, haksızlıklara, zulme, emperyalist işgale ve sömürüye, işbirlikçilerine karşı isyanı, bir diğer adıyla başkaldırısıdır. Newroz alanlarında yığınsal olarak buluşacak iktidara barış ve demokrasi mesajını vereceğiz.   

Kahrolsun şovenizm!

Newroz ateşini Anti-Emperyalist Demokratik Halk Devrimi'nin ateşine katalım!

Kürt halkına özgürlük!

Emperyalist komplolara, savaşlara, sınıf barışına hayır!

Birleşik mücadeleyi daha da yükseltelim!

Türkiye Komünist Partisi
Merkez Komitesi

19 Mart 2025