Saldırıların Sivri Ucu ve Kıstasımız

Saldırıların Sivri Ucu ve Kıstasımız

Türkiye Komünist Partisi Merkez Organı ATILIM

İşbirlikçi Oligarşinin darbesi ve oluşturdukları karanlık dikta rejimi ilk aşamada saldırılarının sivri ucunu Kürt ulusal demokratik ve özgürlük mücadelesine yöneltecektir.

Türkiye devrimci güçleri için bu gelişme karşısında alınacak tavır ve uygulanacak somut politika devrimci bir kıstas olacaktır. Bugüne kadar Kürt ulusal demokratik hareketinin karşısında yer alan veya kimi marjlar ile eli titreyerek sözde dayanışma içinde olan güçler bugün şapkayı önlerine koyup karar vermek zorundadırlar.

Kürt halkı eşit haklar ve özgürlük istiyor. Türkiye egemen güçleri ise cumhuriyetin kuruluşundan bugüne dek, ideolojik ve politik nedenlerden dolayı buna karşı duruyor. Egemen güçler Türkiye Kürdistanı ve Ortadoğu Kürdistan coğrafyalarında barış ve esenliğin hüküm sürmesini istemiyor. Türkiye tekelci burjuvazisinin çıkarları buna izin vermiyor. Onlar ancak kan, barut, ateş ve onun eşliğinde yoğun bir sömürü ve sömürgecilik koşullarında yaşamlarını sürdürebiliyorlar.

Bu nedenden dolayı Türkiye’nin demokratikleşmesi, sosyalizme yönelmesi, burjuva iktidarını tüm yapıları ile yıkması Türkiye’de başta Türk ve Kürt halkları olmak üzere ezilen, sömürülen, asimile edilen tüm emekçi halkların geleceğinin güvencesidir. Gerçek özgürlük sosyalizmdedir.

İşbirlikçi oligarşik devlet ve onun iktidarları aynı nedenlerden dolayı bir yandan sınıf mücadelesini ezerken, halkların eşit haklar için verdikleri özgürlük mücadelelerini de her türlü yöntemle bastırmayı amaç edinmişlerdir. Tekelci sermaye ve devletin ana damarları savaştan ve sömürüden beslenmektedir. Bu nedenle bu oyunu bozmak sınıf mücadelesinin ta kendisidir.

Önümüzdeki baskıcı süreç bu mücadelelerin keskinleşeceği dönem olacaktır. Oligarşik dikta “milli” ve “dini” duyguları politikalarına alet ederek halkları düşmanlaştıracak, içeride ve dışarıda saldırının sivri ucunu Kürt halkına yöneltecektir. Bu yöntemle haklarını arayan Türkiye’nin diğer halklarına ve en başta işçi sınıfına “ders vermeyi” hedefleyecektir.

Bu oyuna gelmemek, Kürt halkının onurlu mücadelesini sonuna kadar fiilen desteklemek, yığınları kafatasçı, milliyetçi propagandaların etkilerinden korumak, Kürt halkı ile onun öz örgütlerinin arasına kama sokma stratejilerini boşa çıkarmak, Türkiyeli komünistlerin sadece görevi değil aynı zamanda devrimci ve komünist olmanın kıstasıdır.