Türkiye 6 Şubat 2023 gecesi ve ertesi gündüzü şiddetli bir deprem ile sarsıldı. Deprem bir doğa olayıdır. Ancak bu deprem göz göre göre geldi. Aynen gelmesi beklenen İstanbul depremi gibi. Uzmanlar yıllardır uyardı. Alınan önlemlerin ne kadar yetersiz kaldığı ortaya çıktı. Maraş ve Elbistan’ın önemli ilçeleri ile Hatay yerle bir olurken, Malatya, Antep, Adıyaman ciddi yaralar aldı. Diğer iller Kilis, Urfa, Diyarbakır, Adana ve Osmaniye görece daha hafif yıkımlar yaşadı.
Yıkım çok büyük. Buna karşın devletin müdahalesi ilk iki gün yoktu. Üçüncü gün devlete bağlı kurumlar olay yerlerine intikal etmeye başladılar ki o da il merkezleri ile sınırlı kaldı. Kızılay henüz alanda yok. AKP-Saray rejiminin kurduğu AFAD donanımsız, hazırlıksız ve amatör bir müdahale sergiliyor. O da sahada olduğu kısıtlı yerlerde. Daha önceki doğal afet durumlarında sahaya hemen inen Silahlı Kuvvetler unsurları yok. Depremin sonuçlarının yıkıcı olduğu il ve ilçelerde devlet daireleri, devlet hastaneleri, sağlık kuruluşları, Emniyet Müdürlükleri, Jandarma ilçe merkezleri ciddi zarar gördü, kısmen de yıkıldı. Müdahale etmesi gereken, organizasyonu sağlamakla görevli devlet görevlilerinden ve memurlarından kayıplar var.
Bu koşullarda depremden kendi çabaları ile sağ kurtulabilen yurttaşlar ilk müdahaleleri yapmışlardır. Çevre il ve ilçelerden siviller ile demokratik kurum ve kuruluşların mensupları ilk yardıma koşanlar oldu. Eldeki kısıtlı olanaklar ile enkazlardan can kurtarılmaya çalışılıyor. Hava koşulları çalışmaları zorlaştırıyor.
Görünen o ki, devletin müdahalesi zaman alacak. Nedeni bilinmemekle birlikte kendi içlerinde bir belirsizlik yaşamaktadırlar. Silahlı Kuvvetlerin sahaya kurtarma çalışması için indirilmesinde kararsızlar. Bu koşullarda halkın öz örgütlenmesi, demokratik kurum ve kuruluşların, partilerin, odaların, işçi ve memur sendikalarının, derneklerin, yurttaş girişimlerinin, yöre derneklerinin üstün çabaları görülmekte ve buna daha fazla ihtiyaç duyulmaktadır. Yurttaşlar deprem koordinasyon merkezleri oluşturarak örgütlenmekte ve ilk müdahaleleri yapmaktadırlar. Bu örgütlenmede demokratik kurum ve kuruluşların halkın içinde yer alması büyük önem taşıyor ve uygulanıyor.
Partimiz, tüm örgüt, yoldaş ve çevresini, içinde faaliyet yürüttükleri kuruluşların çalışmalarına en aktif ve özverili şekilde yardıma yönlendirmiştir. Bu çağrı yapılmadan yoldaşlarımızın bu çalışmalara hemen yönelmiş olmaları, komünist olmanın niteliği gereği gerçekleşmiştir. Deprem yaşanan il ve ilçelerde kurulu parti örgütlerimiz tüm kayıplarına karşın can kurtarma, enkaz kaldırma ve dayanışma örgütleme çalışmalarına en ön saflarda katılmaktadırlar. Bir dizi alanda bu çalışmalara öncülük etmektedirler. Depremden etkilenmeyen illerden, başta, İstanbul, Ankara, İzmir olmak üzere, aynı zamanda Trakya, Marmara, Ege, Karadeniz’den ve Kürdistan’ın diğer illerinden acil yardım örgütlenmelerine girişilmiştir.
Yasal alanda çalışan kadrolarımız bulundukları kuruluşların çalışmalarına ilk andan itibaren katılmışlar ve bu çalışmalara en geniş çevremizi katma konusunda görev üstlenmişlerdir. Parti kadrolarımız ve örgütlerimiz, ister legal ister illegal nitelikte olsunlar bu ağır yıkımı siyasal reklam amacına dönüştürmeyeceklerdir. Neki, her zaman olduğu gibi bu yıkımdan en fazla etkilenen işçi, emekçi ve yoksulların yaşadıkları kendi deneyleri temelinde sınıf bilinci edinmeleri için ise de görevlerini hiçbir şekilde aksatmayacaklardır.
Bu depremin yaralarının sarılması o kadar kolay olmayacaktır. Uzun vadeli bir mücadele ve örgütlenmeye hazır olmalıyız. Halkın işçi sınıfı öncülüğünde öz dayanışma örgütlenmesine önem verilmeli, bu vesileyle bizzat yurttaşların katılımıyla Demokratik Halk Meclislerinin örgütlenmesine yönelinmelidir. Kısa ve orta vadede maddi dayanışma önem kazanacak, dayanışmayla toplanan maddi ve nakdi yardımların doğru yerine ulaşması için titiz bir çalışma yürütülmesi gerekecektir.
Devlet, iktidar ve burjuva partileri bu acı ve ağır yıkımı siyasal ve maddi fırsata çevirme eğilimi içinde olacaklardır. Bu kesinlikle engellenmelidir. Depremde her şeyini kaybeden, canlarını yitiren insanlarımız buna fırsat vermeyeceklerdir, ancak bu konuda onların yanında, içlerinde ve direnişlerinde önlerinde olmalıyız. İktidar ve devlet enkazın altında kalmıştır. Bu gerçek unutturulmamalı. Unutturulmadığı gibi kapitalist devletle hesaplaşmanın yolu döşenmelidir. Tüm yetki ve sorumluluğu kendilerinde toplayanlar, bu ülkenin tüm değerlerini hoyratça kendileri için kullananlar şimdi yarattıkları enkazın hesabını da vermek zorundadırlar.
Yoldaşlarımız, dost çevremiz dahil, yakınlarını yitiren tüm yurttaşlarımızın acılarını paylaşıyor, yaralarının sarılması için kendileriyle birlikte olduğumuzu bir kez daha belirtiyoruz.
Türkiye Komünist Partisi
Merkez Komitesi
10 Şubat 2023