Türkiye Komünist Partisi Türkiye’nin en eski veya farklı ifadeyle ilk siyasi partisidir. TKP’nin kuruluşu emperyalizme ve onların uzantıları işgalci güçlere karşı yürütülen Ulusal Kurtuluş Savaşı sırasında gerçekleşmiştir.
Partimizin kurucuları Mustafa Suphi, Ethem Nejat ve yoldaşları bu uğurda can verdiler. 23 Nisan 1920’de kurulan Birinci Meclis ve onun yaptığı birinci Anayasa’yı yaşama geçirmek için mücadeleye katıldılar.
TKP’nin, partimizin Birinci Programı Anadolu’nun emperyalist işgalden kurtuluşu, bağımsız demokratik bir yönetimin oluşturulması programıdır. Amele ve Rençber Şuraları Cumhuriyeti, yani İşçi ve Köylü Sovyetleri Cumhuriyeti ön görmektedir. Halkların, din ve mezheplerin özgürce ve eşit haklılıkla yeni cumhuriyetin kuruluşuna katılmalarını öngören bir programdı. Birinci Meclis’in yaptığı birinci Anayasa da kısmen bu istemleri yerine getiriyordu. Kürdistan’a muhtariyet yani özerklik, Lazistan’a da sancak statüsü veriyordu. Alevileri, Rumları, Ermenileri, Süryanileri, Yezidileri yok saymıyordu. TKP, Mustafa Kemal’in o dönemde sahip çıktığı burjuva demokratik görüşlerin pratikte mücadeleler içinde daha da geliştirileceğini ve ulusal kurtuluşun, toplumsal kurtuluşa yükseltileceğini savunuyor, bu amaçla mücadele ediyordu.
Sonunda Mustafa Kemal İngiliz emperyalistleri ile anlaştı, rotasını bağımsızlıktan, yeni bir bağımlılığa kırdı, önce Komünistleri, sonra Rumları, Alevileri, Kürtleri katletti ve 1920 Meclisi’nin Anayasası’nı yok sayarak 29 Ekim 1923’te yeni bir “cumhuriyet” kuruluşu gerçekleştirerek, 1924 anayasası ile Türkiye’yi bu günlere getirdi.
Bugün MHP destekli AKP-Saray Diktatörlüğü’nün görüşleri, ilkeleri, politikaları 1923’ten itibaren “yeni” Anayasa ile belirlenen ilkelerden farklı değildir. Kemalistler bugünkü rejimin sadece koltuk değnekleri değil, bizzat taşıyıcı ve yönlendiricileridir. Erdoğan, Türk-İslam Sentezi doktrininin sadece vitrindeki yüzüdür. Devletin derinlikleri emperyalizmin maşası, kemalist güçlerin kontrolündedir. Bu kural 1923’den beri değişmemiştir.
Bugün sözde laiklik adına muhalefet yapanlar görmelidirler ki, Diyanet İşleri Başkanlığı 3 mart 1924’te kurulmuştur. Mustafa Kemal’in kararıdır. Türk-İslam sentezi doktrininin İslami ayağının Hanefi mezhebinin kurumudur. Erdoğan’ın icadı değildir, Erdoğan o fikriyatın günümüzdeki uygulayıcısıdır.
Bütün bu nedenlerden dolayı Türkiye’nin Kurtuluş Yolu, TKP’nin Birinci Programında ön görülmüştür. Bugün yaşanan tüm olumsuzlukların panzehiri o dönemde de o programdı, bugün de öyledir. Onun için o dönemde Mustafa Suphiler katledildi ve TKP yasaklandı. Aynı nedenledir ki bugün TKP hala yasaklıdır ve hala üyeleri katledilmektedir.
Partimizin bugün üzerinde tartıştığı Program Taslağı, Birinci Program’a dönüştür. Kemalizm’e kapıları kapatmaktadır. Kürt ulusu ve diğer ulusların sınıf mücadelesi içindeki konumunu tekrar belirlemektedir. Ve de Federatif Sosyalist Türkiye Cumhuriyeti’ni savunmaktadır.
100.Yılında Daha Güçlü TKP İçin İleri!
Türkiye Komünist Partisi
Merkez Komitesi
12. Ağustos 2020