Yoldaşlar, Arkadaşlar, İşçi Sınıfımız, Dostlarımız, Halklarımız.
Türkiye Komünist Partisi - TKP, 10 Eylül 1920 tarihinde, Büyük Ekim Sosyalist Devrimi’nin etkileri ve Ulusal Kurtuluş Savaşımızın ateşleri içinde doğdu. TKP, Türkiye’nin en eski, en deneyimli ve en genç partisidir.
Kemalist Burjuvazi, İngiliz emperyalistleri anlaşıp Ulusal Kurtuluş Savaşını yarıda kesmeseydi, Anadolu ve Trakya halkları, TKP ve onun bağlaşıkları öncülüğünde Ulusal Kurtuluş Savaşını emperyalizmin ülkemizdeki tüm kalıntıları yok edilene kadar sürdürecek ve Ulusal Kurtuluş Savaşını, işçi sınıfımızın, emekçi halklarımızın, toplumsal kurtuluş mücadelesi ile taçlandıracaktı. Emperyalist güçler, Rusya’da 1917 yılında Çarlığın yıkılmasını ve halkların özgürleşmesini sağlayan Lenin önderliğindeki Büyük Ekim Sosyalist Devrimi’nin, Türkiye halkları üzerindeki olumlu etkisini gördü. Ulusal Kurtuluş Savaşında, emperyalistlere karşı Mustafa Kemal’e en fazla silah ve maddi destek sağlayan genç Sovyet Cumhuriyeti idi.
İngiliz emperyalistleri ile uzlaşan Kemalist burjuvazi, bu gelişmenin gereğini yerine getirmek için önce TKP’ye saldırdı. O’nu yok etmeye çalıştı. 28-29 Ocak 1921 gecesi TKP’nin ilk Merkez Komitesi üyelerini, Genel Başkanımız Mustafa Suphi ve genel Sekreterimiz Ethem Nejat yoldaşlar dahil, kalleş bir suikast planı ile Karadeniz’de boğdurarak katletti. 12 Eylül 1922 tarihinde ise partimizi yasakladı. TKP o gün bu gündür yasaklıdır.
TKP, İstanbul’un işçi yataklarında, tütün ve demiryolu işçilerinin, Adana’da pamuk tarlalarında tarım emekçilerinin ve tekstil fabrikalarında çalışan dokuma işçilerin, Trabzon’da, Rize’de liman işçilerinin, Diyarbakır’da, Erzurum’da yoksul ve topraksız tarım emekçilerinin bağrında doğmuştur. İstanbul ve Ankara’da aydınların ve memurların, Selanik, İzmir ve Bursa’da işçi ve emekçilerin, Sibirya ve Kafkasya’daki savaş esirlerinin, Berlin’de, Paris’te öğrenim gören aydınların omuzlarında yükselmiştir.
TKP tarihi, soruşturmalar, işkenceler, tutuklamalar, sürgünler ve siyasi cinayetler tarihidir. Burjuvazi, her dönemde komünistlerden korkmuştur. İş gücünü, emeğini, yaşantısını iliğine kadar sömürdüğü işçi sınıfının, emekçi halkların bilinçlenmesini, örgütlenmesini, ayaklanmasını, kendisine yönelik en büyük tehlike görmüştür. Onun için sürekli TKP’ye saldırmıştır ve yasal çalışmasına engel olmuştur.
TKP, 1920 yılında kuruluşunda neyi amaç edinmişse, bugün de aynı amaçlar için mücadele etmektedir. Sadece iş gücünü satarak yaşamını sürdürebilen işçi sınıfı üzerindeki emek sömürüsünü ortadan kaldırmak; üretim araçları üzerindeki özel mülkiyete son vermek, tüm üretim araçlarının işçi sınıfının, emekçi halkların toplumsal mülkiyetinde olmasını sağlamak; işçi sınıfının ve halkların yararına planlı merkezi adil bir ekonomik sistemi oturtmak; renginden, dilinden, inancından dolayı sömürülen ve ezilen ulusların ve halkların özgürlüklerini sağlamak ancak ve ancak işçi sınıfının politik iktidarının tesisi ile mümkündür.
Metal, tekstil, maden, inşaat, tersane, depo, petrol ve kimya işçilerinin ekonomik hak mücadelelerinde, işçi direnişlerinde sonuç almaları; Kürt halkını inkar temelinde yürütülen imha politikalarının boşa çıkarılması; Alevi, Ermeni, Asuri-Süryani, Rum, Ezidi toplumlarının inanç ve kültürlerini özgürce icra edebilmeleri; Burjuva iktidarlarının soygun, rüşvet ve talan politikalarına son verilmesi; Gençlerin, kadınların, farklı cinsiyetlerin eşit haklı ve özgür olmaları; İşçi sınıfının, Kürt halkının ve diğer halkların özgürleşmesi; Ülkede ve bölgede barışın, paylaşım savaşlarının yerini alması için TKP saflarında birleşin.
TKP, Türk-İslam maskeli, emperyalizmin işbirlikçisi, tekelci burjuvazinin temsilcisi Erdoğan ve partisi AKP’nin ömrünün tamamlandığını tespit ediyor. İktidarın uyguladığı tüm baskı, terör ve yasaklamalar çaresizliğin işaretidir. Barış, demokrasi, emek, özgürlük ve sosyalizm güçlerinin; Türkiye İşçi Sınıfının Devrimci Hareketi ile Kürt Özgürlük ve Demokrasi Hareketi’nin birlikteliği temelinde en geniş ulusal demokratik güçlerin önünde ciddi olanaklar vardır. Sosyalizme açılacak Anti-Emperyalist Demokratik Halk İktidarı bir hayal değildir. Bu süreç doğru değerlendirilirse sonuç alıcı olacaktır. Gerek parlamenter, gerekse de belirleyici olacak olan parlamento dışı yığınsal mücadelenin geliştirilip direnişe yükseltilmesi mümkündür. TKP, işçi sınıfının Marksçı-Leninci öncü politik örgütü olarak 95. yaşında görev başındadır.
Türkiye Komünist Partisi
Merkez Komitesi
1 Eylül 2015