TKP’nin 100. Yılında “Gençliğin Yolu İşçi Sınıfının Savaş Yoludur!”

V. KADRİ EROL YOLDAŞ KOMÜNİST HAMLESİ 10 Ekim 2020 - 29 Ocak 2021

TKP’nin 100. Yılında “Gençliğin Yolu İşçi Sınıfının Savaş Yoludur!”

V. KADRİ EROL YOLDAŞ KOMÜNİST HAMLESİ 10 Ekim 2020 - 29 Ocak 2021

Yoldaşlar!

Geçtiğimiz yıl, IV.Hamle döneminde gençlik, özellikle işçi gençlik alanında yürütülen çalışmalar ve çalışmalar hakkındaki görüşmeleri aktarmıştık. Bu süreç içinde gençlik alanında yürütülen çalışmalar konusunda ileri adımlar atıldı.

Bu yazımızda V. Hamlemizin ilk üç ayında konuyla ilgili yürütülen tartışmaların MK Sekreterliğimiz tarafından değerlendirmesine yer veriyoruz. Değerlendirme aynı zamanda gençlik çalışmasının parti çalışmaları açısından önemini de içermektedir.

Gençlik içinde örgütlenme, partimizin programatik politik amaçlarının gerçekleştirilmesinde en önemli gündemi oluşturuyor. Görevlerin yerine getirilmesi partinin nitel ve nicel anlamda güçlendirilmesine bağlıdır. Bunu gerçekleştirecek partimizin de geleceği ve sürekliliği açısından gençliğin örgütlenmesi birincil görevimizdir. Partimizin şanlı bayrağını sürekli yükseklere taşıyacak ve düşmanın kalelerini zapt edip, burcuna dikecek olanlar gençlerdir.

Önceki kimi yazılarımızda da belirttik. Bu konuda partimizin likidasyon sürecinden kaynaklanan sorunlar yaşadık. Hatta, partimizin likidasyon sürecinin başlangıcı, önce 1984-85 yıllarında parti gençlik örgütlenmesinin likidasyonu ile başladı tespitini yapıyoruz. 90’lı yıllar ve 2000’li yılların başında  partimizi tekrar ideolojik ve politik olarak doğru çizgide örgütlemeye hazırlık süreci yaşadık. Kardeş partilerin kimileri ile ideolojik, politik değerlendirmeler yapıldı. Çağımızın, dünyamızın değerlendirmesi konularında bir sonuç çıkarıldı. Dünya Sosyalist Sistemi’nde yaşanan karşı-devrim sonuçları ve mücadelelerin geleceği açısından değerlendirildi. Bu süreçlerde gençliğe yönelme olanağı olamadı. Gençler arasında kurulan tekil bir dizi yeni ilişkiler dışında bu çalışmalar daha ziyade eski parti kadroları arasında yürütüldü. Gençliğin karşısında derli toplu bir görüş ile, ideolojik-politik yönelimle çıkılması gerekiyordu. Ne ki, bu süreci uzatan bir dizi konuyla karşılaşıldı. Ülkede yoldaşlarımız çok geniş bir yelpazeye savrulmuşlardı. Partiye bağlı ve Leninci Parti disiplinine sahip emektar ve fedakar kadrolarımız ise yeniden ilişki bekliyorlardı. İlk aşamada bu emektar ve fedakar kadrolarımız ile birlikte, savrulan eski yoldaşlarımıza yönelme kararı aldık. Bu süreçte gençlik içinde ve yeni kesimlerle ilişki konusu ertelendi. Savrulan ve dik duran geniş çevremize Türkiye Komünist Partisi’nin görüşlerini ve güncel gelişmeler ile ilgili politikalarını iletmek için basın yayın alanına ağırlık vermek zorunda kaldık. Bu alanda ciddi bir açık vardı. Çevremiz o dönem yayınlanan Taraf Gazetesi’nden, Cumhuriyet, Birgün ve az bir oranda da olsa Evrensel gazetesinden besleniyordu. Yapacağımız çalışma günlük bir yayın çalışması olamazdı ama görüş ve güncel politikalarımızı çevremize ulaştıracak araçlar yaratma görevini öne aldık. Ve maalesef bu süreç içinde gerek öncelikler, gerekse de kısıtlı kadro olanaklarımızdan dolayı gençlik alanına gereken dikkati veremedik. Önemini bilmediğimizden, gerekliliği konusunda farklı düşündüğümüzden değil, olanaklarımız açısından bu tercihi yapmak zorunda kaldık.

Gelinen durumda, hızla ama titizlikle boşluğu doldurmamız gerekiyor. Kimi illerde oluşan işçi gençler arasında oluşturulan parti gençlik birimleri dışında ciddi eksiklerimiz mevcut. Likidasyon sürecinin bize en büyük “armağanı” gençlik açısından bir kuşak kopukluğu yaşıyor olmamızdır.

Önümüze koyduğumuz görev bir komünist gençlik örgütlenmesini ilerletmek, varolan çalışmaları geliştirmek ve olduğumuz her alanda Parti Gençlik Birimlerini oluşturmaktır. Bu çalışma kadro açısından nicel olarak çok geniş bir çalışmayı hedeflememektedir. Her ilde ve önemli ilçelerde birer Parti Gençlik Biriminin oluşması, ilk aşamada belirlenen görevleri yerine getirmesi açısından yeterlidir.

Parti gençlik örgütlenmesi, Marksizm-Leninizm, Dünya Komünist Hareketi’nin tarihi, Türkiye işçi sınıfı ve partimizin tarihi konularında ayrıntılı eğitim süreçlerini içermektedir. Kulaktan dolma teorik ve ideolojik bilgilerin yerini Marksizm-Leninizm’in temel eserlerinin eğitimi almak durumundadır. Bu anlamda Felsefe, Ekonomi Politik, Bilimsel Komünizm ve Dünya ile Türkiye İşçi Sınıfı Hareketinin Tarihi, Temel Eğitim olarak uygulanacaktır. Partimizin ideolojik-politik yönelimi, program taslağı üzerinden işlenerek, genel ile özelin birlikte ele alınması sağlanacaktır. Türkiye ve Kürdistan devrimci gençliğinin en hassas yanı devrimci mücadele konusunda tarih bilgisi ve bilinci eksikliğidir. Bu konulardaki eksiklikler doldurulmadığı sürece günümüz gelişmelerine sağlıklı bir ideolojik, programatik ve politik bakış açısı oluşturmak mümkün değildir. Kısacası genel anlamıyla Bilimsel Komünizm tam olarak kavranmadan, özellikle günümüz mücadele koşullarında sağ ve “sol” sapmalara karşı dirençli olma olanakları azalmaktadır. Dünya Komünist Hareketi’nin doğru eksende gelişiminin sağlanması açısından olduğu kadar ülkemizde de, Dünya Sosyalist Sistemi’nde yaşanan karşı-devrim sonucunda Marksist-Leninist ilkelerin korunması daha da bir önem kazanmıştır. Post-Marksizm’in, anti-Leninizm olduğu ve özünde Marx ve Engels’i de inkar eden görüşler yaydığı günümüzde bu akımlara karşı sağlam ideolojik duruşun sağlanması özellikle genç komünist kadrolar açısından olmazsa olmaz bir gereksinimdir.

Genç komünistler Komünist Partilerin yedek gücüdür ve aynı zamanda geleceğin teminatıdır. Yetişen genç komünistler, sınıf savaşımı içinde aktif olarak edinecekleri çok yönlü parti stajı sayesinde partinin gelecekte temel kadroları ve yöneticileri olacaklardır. Bu nedenle genç komünistlerin ideolojik ve politik formasyonları son derece önemlidir. Bu alanda gözden kaçırılacak veya üzerinde hassasiyetle durulmayan her liberal ve reformist yaklaşım, yarın partinin geleceğini olumsuz yönde etkileyecek ana faktör olacaktır.

Geçmişe göre bugün gençler arasında tartışılan bir dizi yeni ve önemli konu vardır. Bilimsel teknolojik gelişmenin geldiği aşama ve bundan sonra da izleyeceği yol, komünist gençler tarafından doğru irdelenmek zorundadır. Özellikle bilimsel teknolojik gelişmeler ve dünyada var olan global sorunların veri olarak alınarak sınıf savaşımının belirleyiciliğini yitirdiği konusundaki anti-komünist görüşlere karşı kendi duruşumuzu belirlememiz ve bunu geniş gençlik yığınları arasında yaygınlaştırmamız belirleyici önemdedir. Sınıflı toplumun, sömürü toplumunun, kısacası kapitalizmin tüm sorunların kaynağı olduğu gerçeğinin silikleştirilmeye çalışıldığı bir dönemden geçiyoruz. Artı-değer sömrüsü dışında bir dizi sorun sayılarak onların çözümünün kapitalizm sınırları içinde gerçekleşebileceği düşüncesi toplum içinde özellikle gençliğin bilincine nüfuz ettirilmeye çalışılmaktadır. Bunun ötesinde bilimsel teknolojik gelişmelerin, örneğin “yapay zeka” olgusunun gelişimi sınıf savaşımı ile karşı karşıya koyulmaya çalışılmaktadır. Bütün amacı sınıf savaşımını yok etmek olan bu teorilerin mesnetsiz olduğu önce komünist gençler arasında özümsenmeli, ondan sonra da geniş gençlik yığınlarına taşınmalıdır. Gençliğin dinamizmini, atılganlığını, mücadeleci yapısını törpülemeye yönelik bu tür görüşlere prim verilmemelidir. Ancak prim vermiyorken bilimsel anlamda da bunların çürütülmesi ve görüşlerimizin özümsenmesi, içselleştirilmesi gerekmektedir. Bu görevin öncülüğünü ve sorumluluğunu da genç komünistler yerine getirmelidir.

Yoldaşlar!

Parti içinde genç komünistlerin formasyonunun tamamlanması pratik mücadeleler dışında sağlanamaz. Bu nedenden dolayı konuyu iki boyutuyla ele alıyoruz. Bir yandan var olan genç yoldaşlarımızın ve parti saflarına yeni katılmış olan genç yoldaşlarımız ile Parti Gençlik Birimleri’ni kurarken, diğer yandan da gençliğin geniş kesimlerine seslenecek bir örgütlenme yürütmeliyiz. Gençliğin geniş kesimlerini de yine iki boyutta ele alıyoruz. Bir yandan devrimci demokratik, hatta genel anlamda sosyalist mücadele bilinci almış gençler ile, diğer yandan devletin resmi ideolojisinin etkisinde olan özellikle işçi, emekçi ve köylü ailelerinden gelen gençlere ulaşmanın görevlerini önümüze koyuyoruz.

Günümüzde Türkiye ve Kürdistan gençliğinin bağımsız, demokratik, devrimci, ilerici örgütlenmesine gereksinim vardır. Bu örgütlenme yığınsal olmalıdır. Karakter olarak demokratik merkeziyetçi bir yapıya sahip olmalı, ama aynı zamanda demokratik yanının ağır basması, merkezi yanının gereksinimi kadar olması düşünülmelidir. Bu örgütlenme bir hareket tarzında örgütlenmeli ve tüm illeri kapsayacak nicelikte olmalıdır. “Hareket” tarzı derken, bu kavramı bir niteliği anlatmak için kullanıyoruz. Merkezi olarak kullanılacak insiyatif yerellerde karşılığını bulmalıdır. Örgütlenmenin fikriyatı ile kendilerini uyumlu gören, görüş ve amaçları içselleştiren ülkenin her köşesinden gençler, kendi insiyatifleri ile bu büyüyecek hareketin/örgütlenmenin bir parçası olmayı istemelidirler. Tabiri caiz ise ülkenin her yanında bu hareketin/örgütlenmenin birimleri mantar gibi oluşmalıdır. Bu örgütlenme sadece kendilerini devrimci, demokrat, ilerici olarak konumlandıran gençlere seslenmemelidir. Haksızlığa, hukuksuzluğa, talana, baskıya karşı çıkan, ekonomik zorlukların bilincine varan, geleceği için kaygılı olan tüm gençlere seslenmelidir. Ulusal bağımsızlığı ve yurtseverliği, gençliğin uluslararası mücadelesi ile karşı karşıya koymayan gençleri kucaklama potansiyeli taşımalıdır. Doğa ve çevre bilinci oluşan, kadının özgürlüğünü bilince çıkarmış, toplumdan dışlanan tercihleri kucaklama bilincine sahip olan gençlerin çekim merkezi olmalıdır.

Hareketin/örgütlenmenin asgari müşterek paydası anti-emperyalist, anti-faşist ve anti-kapitalist niteliği olarak ön görülmelidir. Dolayısıyla, emperyalist savaşlara karşı barış belgisini, sömürüye karşı savaş belgisini öne çıkarmalıdır. Kanayan bir yara olan ve ülkeyi bölen tekçi anlayışa karşı başta Kürt halkı olmak üzere tüm halkların, başta Alevi toplumu olmak üzere tüm kültürlerin, din ve mezheplerin, özgür, eşit ve dayanışma içinde yaşayabilecekleri bir ülke özlemi sürekli gündem olmalıdır. Kültürel, sportif aktiviteler içermeli, gençliği ilgilendiren her konuda eğitim sağlayacak olanakları bünyesinde barındırmalıdır. Özellikle tarih bilincinin geliştirilmesi amacıyla kapsamlı faaliyetler hedeflenmelidir.

Tarif ettiğimiz hareket salt öğrenci gençliği kapsamamalıdır. Günümüzde öğrenci, işçi ve köylü gençlik arasındaki sınırlar silikleşmiştir. 60’lı, 70’li ve 80’li yıllarda var olan aradaki uçurum kapanmaya yüz tutmuştur. Bugün üniversite öğrencileri öğrenimlerini sürdürürken çalışmak zorunda kalmakta, mezun olanların büyük çoğunluğu mesleklerinde iş bulamadıkları için işçi sınıfının saflarına katılmakta, bilişim alanı dahil bir dizi alanda emekçi statüsünde çalışmaktadır. Birçok iş kolunda lise ve üniversite mezunu işçi gençler çalıştırılmaktadır. Köylü gençler ise köy ile kent arasında açının kapanması durumları ile karşı karşıyayız. Teknolojik gelişmelerin somut olarak köylere uzanması sonucu köylü gençliğin eğitim ve kültür düzeyinde olumlu yönde geliştirilebilecek olgular oluşmaktadır. Köylerden yetişip üniversitelerde okuyan gençlerin sayıları artmakta ve bu gençler ekonomik anlamda da büyük kentlerde çalışmak zorunda kalmaktadırlar. Teknolojik gelişmelerin toplumun her alanına uzanması kendiliğinden olumlu sonuçlar doğurmamaktadır. Çünkü egemenler kendi ideoloji ve kültürlerini bu araçlar vasıtasıyla ülkenin en ücra yerlerindeki hanelere sokma olanağı elde etmektedirler. Ancak, nesnel olarak emek ve insanlık düşmanı olan bu kültürün deşifre edilmesi ve de yerine doğru olanın konulmasının da olanakları bu şekilde artmaktadır. Ne kadar yanlış olursa olsun, egemen kültürün etkisi altına alınmaya çalışılan gençler, nesnel olarak bilim, teknoloji, ekonomi, sosyal gelişmeler ve demokrasi sorunları ile karşı karşıya kalmaktadırlar. Okuyan, araştıran, takip eden, kafa yoran gençlerin tamamen egemen kültürün etkisi altına girmesi nesnel olarak olanaksızdır. Egemenler olanakları zorlasalar dahi bu alanlarda yapılacak müdahaleler onların oyunlarını bozmaktadır. Bugüne kadar uyguladığımız pratik sonucunda yaşadığımız deneyler kesinlikle bu konuda olumlu sonuçlar alınabileceğini ortaya koyacak şekilde ispatlamıştır.

İşçi ve köylü gençliğin geçmişten farklı olarak taşıdıkları özellikler öğrenci, işçi ve köylü gençliğin birlikte demokratik alanda yığınsal olarak örgütlenmesini mümkün kılmaktadır. V. Hamle çalışmaları sürecinde yürütülen çalışmalar, toplantı ve görüşmelerde bu olgu teyid edilmiştir. Bu durumun tespit edilmesini gençliğin topyekün örgütlenmesi konusunda önemli bir kazanım olarak değerlendiriyoruz.

Gençlik içinde oluşturulacak yığınsal hareketin çerçevesinin salt devrimci, demokrat, ilerici gençler ile sınırlı kalmaması gereğini vurguladık. Bu bilince ulaşmış gençleri kendi içinde eğiterek asıl ulaşılması gereken gençlik kesimlerinin devlet ve iktidarın ideolojik etkisi altında olan gençler olduğunu ortaya koymamız gerekiyor. Devlet ve iktidarın etkisi altında olan, ancak nesnel olarak çıkarları devletin ve iktidarın politikaları ile çelişen çok geniş gençlik kesimlerine nasıl sesleniriz? Üzerinde durmamız gereken asıl soru budur. İşçi, emekçi, köylü, öğrenci ve işsiz gençlerin nesnel olarak devletin ideolojisi ve politikaları ile uyum sağlaması mümkün değildir. Ancak bu bilinç kendiliğinden ortaya çıkmamaktadır. Bu çelişkiyi ortaya çıkarmak görevi bizlere düşüyor. En başta komünist gençlere, sonra komünist gençlerin eğitecekleri devrimci, demokrat, ilerici gençlere, ve bu vasıtayla da ulaşılacak geniş gençlik kesimlerine… Birini diğerinin önüne koymamak için, faaliyetin program ve hedeflerini en geniş gençlik kesimlerini kucaklayacak nitelikte geliştirme ve uygulama görevi komünist gençlerin ana görevidir. Devrimci, demokrat, ilerici gençler, gençlik heyecanı ve sınıfsal bilinç eksikliğinden dolayı, egemen sınıfların etkisi altında olan gençliğe uzanma noktasını görmeyebilirler. Bir yandan onu anlatacağız, ancak diğer yandan da o süreç yürürken propagandalarımızı egemen sınıfların ideolojik etkisi altında olan gençlere seslenecek nitelikte şekillendireceğiz. Güncel sorunlarından, ekonomik, sosyal, akademik ve demokratik sorunlarından yola çıkarak, bu geniş gençlik kesiminin devlet ile olan nesnel çelişkilerini kendilerinin bilincine çıkarma görevi önümüzde duruyor. Onlar yaşamlarını zorlaştıran en haklı istemleri için ekonomik, sosyal, akademik ve demokratik mücadeleye atıldıklarında karşılarında devletin zor ve baskısını bulacaklardır. O noktada da düşünmeye başlayacaklardır.

Yoldaşlar!

Gençlik faaliyetinin içerik, yol ve yöntemleri, birlikte değerlendirmeler yapmamız gereken bir konudur. Bu tür konular gençlik faaliyetlerini yürüten genç yoldaşlarımızdan kopuk, merkezi olarak karar haline dönüştürülmeyecektir. Ana hat ve hedefler bellidir. Bu hattın yaşama geçirilmesi için detaylandırılması ve zenginleştirilmesi, sorumluluk üstlenecek genç yoldaşlarımızın da doğrudan katılımı ile gerçekleştirilecektir.

Parti tarihimiz ve anlayışımız gençliğin işçi sınıfının savaş yolunda mücadele etmesine yöneliktir. İşçi sınıfının mücadelesinden kopuk olarak gelişecek bir gençlik hareketinin geleceği yoktur. Bu tespit iki açıdan geçerlidir. Birincisi; kısmi bir takım kazanımlar elde edilebilecek olmasına rağmen gençliğin topyekün özgürlüğü ve kurtuluşu, kendisine gelecek garantisi sunan Sosyalizm koşullarında mümkündür. İkincisi; gençlik bir ülkede tek başına devrim gerçekleştirecek bir özelliğe ve niteliğe sahip değildir. Kendisi bir sınıf değildir. Ancak çoğunluğun sınıf mensubiyeti vardır. Bu sınıf da işçi sınıfıdır. Sosyalist devrimi gerçekleştirecek sınıf da işçi sınıfıdır. Onun için gençliğin çıkarları ile işçi sınıfının çıkarları birebir örtüşmektedir. Küçük-burjuva, maceracı veya tam tersi liberal, reformist akımlar gençliğin devrimci enerjisini harcayıp öğüten bir niteliğe sahiptir. Gençliğe hızlı ulaşabilmekte ve aynı hızla gençliğin devrimci mücadeleden kaybına sebep olmaktadırlar. Bu eğilimler ile ideolojik mücadele komünist gençlerin her zaman gündemlerinde olacaktır.

Demokratik mücadele koşullarında da işçi sınıfının öncülüğü sağlanmadığı koşullarda sınıf karakterli bir devrim gerçekleştirilmesi mümkün değildir. Başını işçi sınıfının çekmediği bir anti-emperyalist demokratik halk devrimin kesintisiz olarak sosyalist devrime ulaşması olanaksızdır. Kapitalizmi yıkmayı hedeflemeyen bir devrim gençliğin istemlerinin gerçekleşmesini sağlamaz. Bunun karşılığında da genç işçi, köylü ve öğrenciler de işçi sınıfının yolunda savaşarak oluşacak yeni toplumun başarıyla yaşama geçmesi ve gelişmesi için bir güvencedir.

Bu çerçevede ele aldığımızda yazımızın başında belirttiğimiz öncelikle genç yoldaşların Parti Temel Eğitimi’nden geçmeleri ve bir yandan, edinecekleri bilgiler doğrultsunda, ilerici, devrimci, demokrat gençler arasında çalışmalarını bu doğrultuda güçlendirmeleri gündemimizdir. Diğer yandan ise gençlik çalışmasının omurgasını en geniş gençlik kesimlerine ulaştırmanın yol ve yöntemlerinin belirlenmesi ve de onun araçlarının yaratılması önümüze ilk koymamız gereken görevdir.

En geniş gençlik kesimlerine ulaşmak derken, temelde işçi gençler olmak üzere, köylü ve öğrenci gençliğin örgütlenmesine yoğunlaşırken genelde ülkenin farklı bölgelerinin özelliklerini de dikkate almak zorundayız. İstanbul’da, Ankara ve İzmir’de yürütülecek çalışmalar ile Diyarbakır, Mardin, Van’da yürütülecek çalışmalar farklılıklar gösterecektir. Aynı şekilde Trabzon ve Samsun’da yürütülecek çalışmalar da farklı özellikler taşıyacaktır. Dersim alanı bir bölge olarak yine farklılıklar içerecektir. Antakya, Adana, Mersin, Antep farklı, Antalya ve Tekirdağ yine daha farklı özellikler taşımaktadır. Buradaki farklılıklar, ilgili alanlardaki gençlerin yapılarının ötesinde, farklı bölgelerde yaşanan özgün sorunlara ilişkindir. Değilse, Diyarbakır’da ulusal baskı ve terör alanında gençleri bezdiren politikalar ülkenin hemen hemen tüm illerinde yaşayan, çalışan ve öğrenim gören Kürt gençleri için de geçerlidir. Kuşkusuz ki baskı ve terörün dozu Kürt illerinde diğer bölgeler ile karşılaştırılamayacak kadar yoğundur. Dolayısıyla bölgelerdeki çalışmalara pozitif olarak ayrımlı yaklaşmayı baştan planlamak gerekmektedir. Temel nitelik aynı olmakla birlikte, uygulamada yaşanacak farklılıklar gözardı edilip tek düze bir faaliyet programı çıkarmak çalışmaları başından itibaren kısıtlayacaktır. Gençliğin devlete bakışında da bölgeler arasında ciddi farklılıklar vardır. Trabzon ve Rize’deki gençlerin durumu ile Diyarbakır ve Van’daki gençlerin farkındalıkları aynı değildir. Ancak bu farklılıklar bize kolaya kaçma alışkanlığı getirmemeli, tüm bölgelere yönelik çalışma ve faaliyet planları hazırlanmalıdır.

Ana hatları, hedefleri belirlendikten sonra onun kadar önemli bir konu araçların yaratılması konusudur. Gençliğin ilgi alanlarına, kullandıkları sosyal medya alışkanlıklarına uygun bir çerçeve belirlenmelidir. Yaratıcı ve farkındalık yaratacak araçlar değerlendirilmelidir. Bizim önerimiz, yeni gelişmiş olan olanakları değerlendirirken konvansiyonel olarak adlandırabileceğimiz araçlardan da azami olarak yararlanmayı gündemimize almamızdır. Böyle bir çalışma bir gazete ve onun etrafında örülecek yeni teknolojik medya unsurları ile zenginleştirilerek başlatılabilir mi? Klasik anlamda bir gazeteden söz etmiyoruz. Aidiyet yaratacak, ama aynı zamanda ulaşmak istediğimiz gençlik kesimlerinin kendilerini özdeşleştirebilecekleri bir araç olarak bir gazeteden söz ediyoruz. Bilim, sanat, kültür, eğitim ve spor alanlarında çok yönlü bir faaliyetin taşıyıcılığını yapacak bir araç nasıl bir niteliğe sahip olmalıdır? Bu ve benzeri konular bu çalışmayı başlatıp yürütecek genç yoldaşlar ve aktivistlerin kolektif katkıları ile belirlenecektir.

Yoldaşlar!

V. Hamle toplantıları çerçevesinde yasal siyasal bir gençlik örgütlenmesinin gereksinimi konusu da ele alındı. Bu konuda farklı görüşler dile getirildi ve tartışıldı. İlk aşamada varılan sonuç, genç partili yoldaşların Parti Gençlik Birimleri temelinde yürütülecek bir çalışma ile sürecin başlatılması, demokratik yığınsal bir gençlik hareketinin oluşturulması konusunda mesafe kat edilmesi ve bu süreçte yasal siyasal bir gençlik örgütlenmesi konusunun tekrar ele alınmasıdır.

Şimdi genç yoldaş ve sempatizanlarımızın bu sonuçlar temelinde görüş geliştirmelerini, aralarında tartışmaları derinleştirmelerini, çıkacak olan görüş ve önerilerin tarafımıza normal kanallardan ulaştırılmasını ön görmekteyiz.

V. Hamle sürecinde gençlik alanında yaşadığımız dinamik ve verimli çalışmaların ana noktalarını sizlerle paylaşmış olduk. V. Hamlemizin son bir buçuk aylık sürecinde bu konularda yaratıcı, gerçekçi ve verimli katkılarınızın olacağını biliyor, çalışmalarınızda başarıların devamını diliyoruz.

Komünist selamlarımızla.

Türkiye Komünist Partisi
Merkez Komitesi Sekreterliği
9 Ocak 2021