TKP’nin 100. Yılında Görevlerimizi Daha İyi Yerine Getirmek İçin… “Süreklilik İçinde Yenilenme” (1)

V. KADRİ EROL YOLDAŞ KOMÜNİST HAMLESİ 10 Ekim 2020 - 29 Ocak 2021

TKP’nin 100. Yılında Görevlerimizi Daha İyi Yerine Getirmek İçin… “Süreklilik İçinde Yenilenme” (1)

V. Kadri Erol Yoldaş Hamlesi

Yoldaşlar.

Partimizin kuruluşunun yüzüncü yıl dönümünde Kadri Erol Komünist Hamlesi’nin beşincisini başlatıyoruz. Üç buçuk aydan biraz fazla, toplamda 111 gün sürecek olan hamlemiz bize önemli görev ve sorumluluklar yüklüyor.

100. yılında partimizin sınıf ve kamuoyu nezdinde daha etkin ve görünür bir olgu durumuna gelmesi için önümüze koyduğumuz görevler mevcut. Bu alanda yapılacak çalışmaları iki boyutta ele almayı ön gördük. Birincisi; her düzeyde parti örgütlerimizin içinde yürüteceğimiz tartışmalar ve onların sonuçları. İkincisi; kamuoyuna yönelik yürüteceğimiz çalışmalar. İkisi de birbirine sıkıca bağlı. Birincisi temelinde yürüteceğimiz çalışmalarda elde edeceğimiz sonuçlar aynı zamanda ikincisi için alınan kararları ve uygulamasını belirleyecek. Bu yazımızda konunun birinci yanına ağırlık vereceğiz.

Geçtiğimiz yıllarda, III. ve IV. Hamle dönemlerinde ele aldığımız “Süreklilik İçinde Yenilenme” belgisi altında yürüttüğümüz çalışmalar bu yıl da V. Hamle’mizin süreçlerini belirleyecek. Parti örgütlerinde de tartıştığımız gibi, “Süreklilik İçinde Yenilenme” süreci bir dönem ile kısıtlı bir çalışma değildir. Parti örgütlerimizin yürüttüğü günlük ve sürekli çalışmaların tümünde karşılığını bulan bir anlayıştır. İdeolojik, politik ve örgütsel alanlarda karşılık bulan bir olgudur. Bu belgi aynı zamanda bir görev tarifidir. Günümüz sınıf mücadelelerinde uygulanarak, gelecekte keskinleşecek mücadele günlerine bir hazırlık niteliği taşımaktadır. Yoldaşlarımızın bu bilinçle kendilerini yenilemeleri tüm parti örgütümüzün yenilenmesi sonucuna ulaşacaktır. Partimize yeni katılan genç kadroların şekillenmesi de bu ilke doğrultusunda olacaktır.

“Süreklilik İçinde Yenilenme” bir yandan yenilenirken, diğer yandan geçmişte geliştirilen geleneksel  ve temel ilkelerin terk edilmemesi anlamına gelmektedir.  “Yenilenme”, yeni şeyler icat etmek demek değildir. Doğruluğu ve gerçekliği düşüncede ve pratikte kanıtlanmış bilimsel ilkeler ışığında günümüz koşullarına uygun olarak görevlerimizi tarif etmek demektir. “Süreklilik içinde” nitelemesi, ilkelerin sürekliliğine dikkat çeker. Asıl olanın, özün korunması anlamına gelir. “Yenilenme” adına Marksizm-Leninizm’i inkara kadar ulaşan pratiklerin sınıf savaşımının son iki yüz yılında defalarca tekrarlandığını biliyoruz. En son 80’li yılların ortasından itibaren “Yenilenme” belgisiyle reformizmin, revizyonizmin, oportünizmin hatta karşı-devrimciliğin örgütlendiğini bizzat yaşadık. Bizim “Yenilenme” anlayışımız bu nitelikte olamaz. Onun için “Süreklilik İçinde Yenilenme” belgisini kullanıyoruz. Süreklilik, Marksist-Leninist ilkelerin, ideolojik, politik ve örgütsel anlamda korunmasına, kesinlikle terk edilmemesine işaret etmektedir. Sedat Taner yoldaşla partimizin 100. kuruluş yıldönümü nedeniyle gerçekleştirilen söyleşide de belirttiği gibi partimiz açısından sürekliliğin korunması partimizin Birinci Programına dönüş anlamına geliyorsa, en genel anlamıyla da Marks, Engels, Lenin ve Stalin yoldaşlara dönüş anlamına gelmektedir.

Büyük Ekim Sosyalist Devrimi’nin hazırlık sürecinde, devrimden sonra Sosyalizmin kuruluş süreçlerinde, Sovyet deneylerinde, aynı dönemde önce RSDİP, RKP (B) ve daha sonra SBKP yönetim organlarında, MK ve PB’da uygulanan ve içselleştirilen yöntem olarak; farklı görüşlerin açıkça tartışılması, ortaklaşılması, karara dönüştürülmesi ve hep birlikte uygulanması deneyimine gereksinimimiz var. Bu yöntem üretkenlik için bir zenginlik anlamına gelmektedir. Lenin’in görüşlerini Merkez Komitesi ve Politik Büro’da kabul ettirmek için yoldaşları ile yürüttüğü kıyasıya tartışmalara rağmen bazen önerdiği görüşlerin onaylanmaması. Ancak bazen haftalar, bazen aylar, bazen de yıllar sonra Lenin’in önerilerinin ikna yoluyla ve devrimci pratiğin sınanması süreçleri içinde kabul görmesi belirli bir olgunluğun işaretleridir. Stalin yoldaşın parti organlarının yaratıcılığı ve geliştirilmesini sağlamak amacıyla kimi dönemlerde aday olmaması, sonucunda kabul görmese de bir anlayışı ifade etmektedir. Bu pratiklerin yaşanmasından yıllar önce  Marks’ın siyasal anlamda çok farklı düşünmelerine rağmen Bakunin ile ilişkileri ve tartışmaları da değerlendirmeye değerdir.

Yöntem açısından yenilenmenin yaşama geçirilmesi öncelikle bu anlayışın sıralarımızda yer etmesiyle mümkündür. Geçmiş ve sınanmış yöntemlere dayandığı içinde süreklilik niteliği taşımaktadır. Bu yöntemin uygulanabilmesi tarafların, bizim durumumuzda kadro ve yöneticilerin her tür öznellikten uzak, partimizin ve davamızın kurallarına gönüllülükle ve harfiyen uyulması ile mümkündür. Kariyerizm, artizanlık, anlamsız hırs gibi küçük burjuva alışkanlıkların saflarımızdan sökülüp atılması gerekmektedir. Bu tür özellikler ukalalık ve dedikodu kaynağıdır, yatay ilişki gibi partimiz ilkelerine tamamen ters sonuçlar doğurmaktadır. İdeolojik ve politik olarak sağlam, uzak görüşlü, bilimsel öngörü sahibi, kendine güvenen, inançlı yoldaşlarımız bu hastalıklar konusunda hiç bir sorun yaşamazlar ve partimiz içinde de yaşatmazlar. Kendiyle sorunu ve kavgası olan hastalıklı karakterlerin ise bu yöntem ve anlayışla sağlıklı çalışmalar yürütmeleri zordur. En ufak bir fikir tartışmasını veya görüş farlılığını kişiselleştirerek bir sorun haline getiren yoldaşların uyumlu ve verimli çalışmalar yürütebilmeleri imkansızdır. Bu davranış hali içinde bulunan yoldaşlar maalesef bulundukları parti örgütü ve organlarını da gereksiz yere meşgul ediyor ve zehirlemektedirler. Komünist kişilik özelliklerine uzak olan bu tür davranış biçimleri ile mücadele duygusallığa yer vermeden istikrarla sürdürülmelidir. Aksi taktirde politik ve örgütsel yenilenmenin önünde ciddi engeller oluşmaktadır. Belirli bir olgunluk ve bilgi düzeyini gerektiren doğru davranış biçimlerinin yozlaştıktan sonra yeniden kazanılması imkansızdır demiyoruz. İdeolojisine, politikasına, örgütüne ve yoldaşlarına ikircimsiz bir güven ile bu tür sorunları olan yoldaşlarımız bu davranış ve yöntem sorunlarını  aşabilirler. Kuşkusuz ki ilk başta gerçekleştirmek için denememiz gereken de bu iyileşmeyi, düzelmeyi sağlamaktır. Neki, olmuyorsa da yanlışta ısrar etmek mümkün olmamalıdır.

Bu soruna değinmek zorunda kalmamızın nedeni şudur. Eğer ki, politik ve örgütsel olarak “Süreklilik İçinde Yenilenme” adımını bir süreç olarak yürütmeyi ön görüyorsak, öncelikle onu yürütecek olan örgüt ve organların buna hazır olması gerekmektedir. Bu süreci taşıyacak olanlar örgüt ve organlardaki parti kadrolarıdır. Sürecin öznesi olarak gerekli önlemler zamanında alınmazsa, yaşanacak olan sürecin de sağlıklı sonuçlara ulaşması mümkün olamaz. O açıdan, önce kendimizden başlamak zorundayız. III. ve IV. Hamle dönemlerinde “Süreklilik İçinde Yenilenme” konusunda belirli adımlar attık. Ancak, yaptığımız tespit, eğer her düzeyde yönetici organlarda söz konusu ettiğimiz hatalarımızdan arınamazsak, bu amacın gerektirdiği görevi tam olarak yerine getirmemiz mümkün olamayacaktır. Özellikle IV. Hamle değerlendirmesi ve sonrasında bu alanda ilave eksikliklerimiz olduğunu tespit ettik. O nedenle bu konuyu tekrar ve önemle gündeme getiriyoruz.

Eğer tüm parti örgütlerinin ve organlarımızın partimizi günümüzdeki savaşımlara daha etkin katılmasını ve de önümüzdeki dönemde karşılaşacağımız görevlere hazırlamamız gerekiyorsa, öncelikle bu süreci yaşamak zorundayız. Çünkü günümüzdeki ve önümüzdeki görevleri yerine getirme yeteneğindeki eksikliklerimizi tespit edecek, giderecek ve yönlendirecek kadrolar bu kadrolardır.

Bu süreci yaşamak soyut bir özelliğe sahip değildir. Sözlerle ve iyi niyet bildirimleri ile ilerleyemeyiz. Değindiğimiz sorunlarla ilgili yoldaşlarla tek tek görüşmeler yapılacaktır. Ayrıca, bulundukları parti örgütlerinde konular ele alınacaktır. Adam sendecilik, idare etme, göz yumma, savsaklama gibi eğilimler varsa önce onlar ortadan kaldırılacaktır. Hiç bir yoldaşımızın nabzına göre şerbet verilmeyecektir. Aslolan partimizin ihtiyacı olan niteliklerdir. Bunların belirlenmesi ve uygulanması da öznel değerlendirmelere tabi değildir. Bir savaş örgütü olarak partimizin sahip olması gereken özellikler ne ise, değerlendirmelerde kıstasımız bu olacaktır. Bugün bu sorunlarla gerekli mücadeleyi verip önlem almazsak, bu sorunlar yarın büyüyerek karşımıza tekrar çıkacaktır ve yaratacağı tahribat daha fazla olacaktır. Salt parti yaşamı açısından değil, düşman karşısında direngenlik ve partinin güvenliği açısından bu konuların ele alınması son derece önemlidir.

Konuyu ele alırken sadece pratik konular temelinde ele almamalıyız. Bu konu aynı zamanda ve özellikle de eğitim konusudur. Kalinin yoldaşın “Devrimci Eğitim, Devrimci Ahlak” kitabını bir çoğumuz okumuştur. Ancak bu da yetmez. Lenin ve Stalin yoldaşların Merkez Komiteleri’nde görev yürüttükleri süreçlerde karşılaştıkları sorunlar, görüş farklılıkları ve fikir ayrılıklarının çözümü doğrultusunda nasıl bir yol izledikleri Lenin ve Stalin yoldaşların eserlerinden çıkarılabilir. Daha önce defalarca okuduğumuz, fakat farklı konulara odaklanarak değerlendirdiğimiz bu eserleri sözünü ettiğimiz gözle bir kez daha okumamız bir ihtiyaçtır. Kişisel okumaların yanısıra, görev yaptığımız parti temel örgütlerinde bu okumaları kolektif olarak yapıp eğitim tarzında tartışmalıyız. Konuyla ilgili gerekli okuma kaynakları ve notları parti örgütlerimize iletilecektir.

Farklı görüşlerin tartışılması, görüş oluşturma süreçlerinde ayrı düşüncelerin olması ne kadar doğal ise, bunların fraksiyoncu ve grupçu hale gelmemesi de Leninci Parti normlarının başında gelmektedir. Farklı görüşler karar alma mekanizmalarını ve politika oluşturma süreçlerini zenginleştirir. Herkesin aynı bakış açısı ile katıldığı toplantılar veya görüşmeler dinamik, yaratıcı ve verimli sonuçlar doğurmaz. Ancak sonunda ortaklaşılan karar veya politikanın herkes tarafından savunulması ve taşınması ilkesi geçerlidir. Biz burada, toplantı ve görüşmelere hazırlıksız katılıp, katılımcıların konuşmaları doğrultusunda sadece konuşmuş olmak için ifade edilen görüşlerden söz etmiyoruz. Her yoldaşımız toplantılara hazırlıklı gelmeli ve bir görüş geliştirmelidir. Kolektif çalışmanın özelliği farklı bakış açılarını içerebilecek yaklaşımların dikkate alınıp mücadele açısından en doğru sonuca ulaşılmasıdır. Toplantılara hazırlıksız katılıp, kendini ideolojik ve politik olarak geliştirmek için sürekli okuma yapmayan yoldaşlar, sadece konuşmuş olmak için söz alıp ortaya iyi düşünülmemiş görüşler atarlarsa, bu tür yaklaşımlar toplantıların ve görüşmelerin niteliğini düşürür. Bu eksikliklere sahip yoldaşlarda kendi düşünceleri kabul görmediğinde konuları kişiselleştirip sorun yaratma potansiyelleri fazladır. Onun için belirli görevlere getirilecek yoldaşların var olan eğitim düzeyleri, parti stajları, bu stajın niteliği ve sürekli okuma yapma özellikleri dikkate alınmaktadır. Belirli süreçlerde bu konuların gereği kadar dikkate alınmaması yapıda yozlaşmalara, sorunlara ve uyumsuzluklara yol açar. Kadro seçimi ve görevlendirme konusunda kadro politikaları  bu özellikler dikkate alınarak değerlendirilmektedir.

V. Hamle sürecinin ilk döneminde, Ekim ve Kasım aylarında ele alacağımız konuların başında bu konular gelmektedir. Bu alanda var olan kimi eksiklik ve tespit edilen yanlışlıklarımızı gidermek bizlere parti örgütünün genelinde yetkinleştirilmesinde ve niteliğinin yükseltilmesinde ciddi katkılar sağlayacaktır. Ve görülecektir ki, bu sorunlar aşıldığında genelde veya yerellerde alınan kararlar daha verimli sonuçlar doğuracaktır. Aynı zamanda yoldaşlar arası ilişkilerde de gelişmeler kaydedilecek, yoldaşlık ve güven özellikleri gelişecektir. Bunun karşılığını da yürüttüğümüz pratik çalışmalarda hep birlikte görüp yaşayacağız. Bu yazıda konunun örgütsel yönlerine yaklaşım gösterdik, bir dahaki yazımızda konunun yani “Süreklilik İçinde Yenilenme” sürecinin politika boyutlarını ele alacağız.

Bu bilinç ve kararlılıkla V. Kadri Erol Yoldaş Komünist Hamlesi sürecini başlatıyoruz. Tüm yoldaşlarımıza ve parti örgütlerimize verimli bir Hamle süreci diliyoruz.

Komünist selamlarımızla

Türkiye Komünist Partisi
Merkez Komitesi Sekreterliği
2 Ekim 2020