8 MART VE KADININ ÖZGÜRLEŞMESİ

8 MART VE KADININ ÖZGÜRLEŞMESİ

Türkiye Komünist Partisi Merkez Organı ATILIM

2018 8 Mart’ı bu yıl toplumun her alanda olağanüstü yozlaştığı bir döneminde karşılanıyor. Ancak 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü sadece kadınlar açısından anlamı olmaması gereken bir günleme. Kadınların iş ve üretim alanlarında eşit haklar elde etmeleri kadınlar kadar toplumun erkeklerini de ilgilendirmektedir. Eşitsizliğin yaratılmasında ezen ve sömüren sınıf olarak burjuvazi, erkekleri kendi amaçlarına alet ediyorsa, erkekler de burjuvazi karşısında kadınlarla omuz omuza olmak zorundadır.

Kadınların sorunlarının salt iş ve üretim alanları ile sınırlı olmadığını hepimiz biliyoruz. Evde ve yaşamın farklı alanlarında da kadınlar geleneksel sınıf kültürünün etkisinde ve onun sonucunda topluma yerleştirilen geleneksel bilinç sayesinde ayrımcılık ve eşitsizlik ile karşı karşıya kalmaktadırlar. Yine aynı nedenle bilinçsiz erkeklerin kadınlara karşı uyguladıkları şiddet ve yok sayma alışkanlığı bardağı taşıran son damla olmaktadır.

Türkiye’de yargı ağırlıkla kadınların şikayetlerini dikkate almamaktadır. Ya hafife almakta, ya da hiç işleme sokmamaktadır. Bu yaklaşım kuşkusuz ki temel olarak egemen sınıfların din kültürünün etkisinde kadınları yok sayan anlayışından kaynaklanmaktadır. Son dönemlerde kadınlar aleyhine din istismarcısı hokkabazlarının verdikleri fetvalar var olan kadın düşmanı anlayışı daha da derinleştirmek için planlı eylemlerdir.

Evde, işte, sokakta, toplumun her alanında kadınların eşit haklar mücadelesi sınıf mücadelesinin en önemli unsurlarından biridir. Kadının özgürleşmesi toplumun özgürleşmesi ile eş değerdir. Kadının özgürleşmesi, özgür bir toplum olan Sosyalizm’de tam olarak ifadesini bulacaktır. Onun için sosyalizm mücadelesinde işçi ve emekçi kadınlar en az erkekler belirleyici rol oynayacaklardır.