Sovyet Kızıl Ordusu’nun Hitler faşizmini yendiği ve ezdiği tarih olan 9 Mayıs günü Sovyet halklarının tüm dünya insanlığına armağan ettikleri bir zaferdir. Yirmi milyondan fazla Sovyet yurttaşının uğruna toprağa düştüğü bu zafer salt kazanılmış bir savaş zaferi değildir. Çok zorlu koşullar altında henüz kuruculuk sürecinin başlarında olan Sovyet Sosyalizmi’nin Kapitalist-Emperyalist sistem karşısında elde ettiği bir zaferdir. Bu zaferden sonra Sosyalizm bir dünya sistemi durumuna yükselmeye başlamıştır.
Bu zafer aynı zamanda Hitler faşizmini iktidara taşıma sürecinde Alman tekelci sermayesine en büyük desteği veren ABD ve İngiliz emperyalistlerinin en büyük yenilgisidir. ABD ve İngiliz emperyalistleri yanlarına Fransız emperyalistlerini de alarak Alman faşizmine karşı savaşmak zorunda kalmış olsalar dahi, özünde Alman faşizminin iktidara gelebilmesinin baş destekleyicileri oldukları unutulmamalıdır. Onlar Alman faşizmini kullanarak Sovyet sosyalizmini yok edeceklerini zannettiler, ancak Sovyet komünistlerinin öncülüğündeki Kızıl Ordu’nun zafer kazanacağını ve planlarının gerçekleşmeyeceğini anladıkları andan itibaren Sovyetler ile müttefik olmayı yeğlediler. Sosyalizmin tüm Avrupa ana karasına yayılması korkusu onları bu yola yöneltti. Sovyetler Birliği ise taktiksel olarak tüm bu güçlerin Alman faşizminin yanında yer almaması için müttefik ilişkisine girmek zorunda kaldı.
Emperyalistlerin gerçek yüzü savaş biter bitmez tekrar ortaya çıktı. Alman devletine yine en büyük desteği onlar verdi. Bu sefer Batı Almanya’yı Sovyetlere ve özgürleşen halkların demokratik devletlerine karşı bir güç olarak geliştirdiler. Anti-komünizm o süreçte karşımıza anti-sovyetizm olarak çıktı. Bu politikalarını da Sovyetler Birliği’nde karşı-devrim başarılı oluncaya kadar sistematik olarak sürdürdüler. Bugün koşullar çok farklı. Rusya Federasyonu kapitalist bir devlet. Almanya, bir takım çelişkiler yaşasa da ABD’nin AB’deki en önemli müttefiği. Almanya’da kurulan yeni hükümette yer alan Yeşiller Partisi ABD çıkarlarının özellikle en ateşli savunucusu durumunda. ABD emperyalizmi NATO vasıtasıyla tüm AB ülkelerini Ukrayna’yı destekleyerek Rusya karşıtı bir dizi provokasyona yöneltti. Rusya, 2014 yılından itibaren sürekli artan bu provokasyonlara karşı askeri operasyona yönelerek NATO’nun doğuya genişleme stratejisini durdurma girişimini başlattı. Bu yıl 9 Mayıs Zafer Günü bu koşullarda kutlanıyor.
Komünistler kapitalist devletler arasındaki mücadelelerde taraf olmak durumunda değiller. Ancak komünistler kapitalistler arasında doğan çelişkileri sınıf mücadelesi açısından değerlendirirler. Özellikle, Ukrayna operasyonu çerçevesinde NATO’nun genişleme stratejisine karşı durmak Ukrayna’nın NATO üyesi olmasının engellenmesini sağlamak dünya barışı açısından göz ardı edilemeyecek bir konudur. Bu nedenle Türkiye Komünist Partisi taraf olmadan ABD, AB ve NATO emperyalistlerinin savaş politikalarına karşı çıkmakta ve Ukrayna’daki planlarının alt üst olmasını selamlamaktadır. TKP, dünya barışının sağlanmasının ancak kapitalist emperyalist sistemin yenilgisi ile gerçekleşebileceğinin bilincinde olarak kendi topraklarında ve bölgede sınıf savaşımının başarısının belirleyici olduğunu savunarak kendi görevlerine yoğunlaşmaktadır. Kapitalist emperyalist sistemin bir yönetim biçimi olan faşizmin aynen 9 Mayıs 1945’deki gibi yenilgisini sağlamak güncel görevdir.
Türkiye Komünist Partisi
Merkez Komitesi
6 Mayıs 2022