1 Mayıs 1977 Katliamı’nın 40.yılında ve DİSK’in kuruluşunun 50.yılında 2017 1 Mayıs’ını karşılıyoruz. Devlet 1 Mayıs Taksim Alanı’nı yine kapatacak. Ancak biz 1977’de toprağa düşen arkadaşlarımızı her durumda Taksim’de anacağız.
İktidar yıllardır uyguladığı tüm talan, rant ve soyguncu sömürü politikalarına ek olarak ekonomik krizi karşılamak için “Varlık Fonu” adı altında bir oluşuma elde kalan tüm kamu işletmelerini devrederek ve özelleştirerek kaynak yaratmak amacıyla uluslararası tekellere peşkeş çekmeyi planlıyor. 16 Nisan Halk Oylaması ertesinde hazırlanan tüm planları adım adım uygulamaya sokacaklar. Türkiye işçi sınıfı, kırpılmış sosyal hakların son demlerini de kaybetmemek için, uluslararası emperyalist tekellere peşkeş çekilecek bu işletmelerde direniş hazırlıkları yapmalıdır. Bu konuda sendikalar olmak üzere tüm işçiden ve emekçiden yana kuruluş ve örgütlere önemli görevler düşmektedir. İşletmelerin, fabrikaların, üretim tesislerinin olduğu yerellerde, halk işleri ve sosyal hakları tehlikeye giren işçi ve emekçi akrabaları ile komşuları ile anne, baba, kardeş, kız ve oğullarıyla dayanışmayı örgütlemeye bugünden hazır olmalıdırlar.
Bu tür sorunlar karşısında etkilenen işçi sınıfının mensubu yurttaşların tümüdür. Siyasi görüş farklılıkları, ulusal, mezhepsel farklılıklar bu konuda hiç bir ayrım oluşturmaz. Sınıfsal kazanımlarımızı ve haklarımızı korumak için hep birlikte mücadele edeceğiz. Direniş örgütlerimizi bu gerçekliğe uygun oluşturacağız. Sendikalar edilgen kaldığında işyerlerinde İşçi Komiteleri ile mahalle ve semtlerde Demokrasi ve Emek Meclisleri ile haklarımıza sahip çıkacağız, pasif kalan sendikaları da harekete geçireceğiz.
Halk Oylaması öncesinde iktidarın yapay önlemleri ile patlaması engellenmeye çalışılan ekonomik kriz artık günlük yaşamımızda kendini hissetirecek. Buna hazır olmalıyız. AKP-SARAY Rejimi krizin gün yüzüne çıkmasını geciktirmek için elinde ne kaldıysa uluslararası emperyalist tekellere, gerici rejimlere ipotek edecek. Bu ekonomik krizin yükü işçi ve emekçilerin, sömürülen yoksulların sırtına yüklenmeye çalışılacak.
İşçi ve emekçiler bu sorunların farkında olarak, önümüzdeki dönemlerde gelişecek mücadelelere hazır olarak 1 Mayıs’a hazırlanmalıdırlar. İşçilerin sendikal örgütleri, konfederasyonlar, işkolu sendikaları bu mücadeleye hazır mı? 1 Mayıs içerik olarak işçi sınıfını bekleyen tehlikeler temelinde hazırlanıyor mu? İşyerlerinde, fabrikalarda, tersanelerde nasıl bir hazırlık var? İşçi sınıfının sendikalar dışındaki örgütleri bu alanda ne planlıyorlar? Türkiye Komünist Partisi örgütlü olduğu tüm alanlarda bu konuları gündem yaparak, parti temel örgütleri bu perspektif ile çalışarak 1 Mayıs’a hazırlanıyor. Halk Oylaması için yerellerde, mahalle ve semtlerde yürütülen çalışmalar 1 Mayıs hazırlıklarına bağlanıyor.
16 Nisan Halk Oylaması Türkiye demokrasi ve barış güçleri ile Kürt demokrasi ve özgürlük güçlerinin mücadelesi bir kanala akıtıldığında ne denli güçlü bir etki yaratılabildiğini göstermiştir. Kürt halkına karşı uygulanan inkar ve imha politikaları milyonlarca yoksul Kürt işçi ve emekçisinin batı metropollerine göç etmesini beraberinde getirmiştir. İstanbul’daki Kürt nüfus Diyarbakır nüfusundan fazladır. Türk ve Kürt işçilerinin sınıfsal sorunları aynıdır. Genel demokratik haklar alanında birlikte mücadele etme yeteneği kazanmış değişik uluslardan işçiler, sınıfsal alanda da birlikte mücadeleyi yükseltirlerse kazanan işçi sınıfı ve ezilen yoksul emekçi halklar olacaktır.
TC Devletinin Ortadoğu’da Suriye’ye karşı yürüttüğü kirli savaş, Türkiye Kürdistanı’nda Kürt halkına karşı yürüttüğü haksız savaş ülkedeki ekonomik ve siyasal sorunların gizlenmesi için kullanılıyor. Milliyetçilik ve ırkçılık körükleniyor. Bu savaşlarda binlerce genç insan, sivil, çocuk, bebek, yaşlı öldürülüyor. Direnerek toprağa düşen gerilla da bizim gencimiz, egemenlerin kuklası olarak saldırı savaşına sürülerek ölen emekçi çocuğu asker de bizim gencimiz. Bütün yıkım ve ölümlerin ötesinde, bu savaşların faturası yine işçi ve emekçilere ödetiliyor. Kapitalist patronlar, onların temsilcileri, ihanet içindeki devlet yöneticileri bu yıkımlardan, ölümlerden ve savaşlardan besleniyorlar. Servetlerine servet katıyorlar. İşçi sınıfı, emekçi halklar bu gidişata dur demelidir.
Türkiye Komünist Partisi, işçi ve emekçilere sesleniyor. Krizin yükünü bu krizi yaratanlar taşımalıdır, sonuçlarına katlanmalıdır. Onun için bizler seslerimizi yükseltmeli, kazanılmış haklarımıza sahip çıkmalı, bir milim dahi geri adım atmamalıyız. AKP-SARAY Rejimi, kapitalist burjuva devleti yarattığı bu krizin yükünün altında ezilip yok olmalıdır. Bu bilinçle başta Taksim 1 Mayıs Alanı olmak üzere Türkiye’nin bütün alanlarında milyonlar olarak 1 Mayıs’ta buluşacağız.
Barış, Demokrasi, Özgürlük ve Sosyalizm İçin, Haydi 1 Mayıs’a, Haydi Alanlara!
Yaşasın 1 Mayıs!
Yaşasın Proletarya Enternasyonalizmi!
Yaşasın İşçi Sınıfının Birliği!
Yaşasın Türkiye Komünist Partisi!
Türkiye Komünist Partisi
Merkez Komitesi
17 Nisan 2017