Erdoğan Nereye Koşuyor?

Türkiye Komünist Partisi Merkez Komitesi’nin 1 Mart 2016 Tarihli Açıklaması

Erdoğan Nereye Koşuyor?

Türkiye’nin çözülmesi gereken sorunu tek başına Erdoğan sorunu değildir. Ancak Türkiye’nin toplumsal sorunlarının çözülmesi için ilk atılması gereken adım Erdoğan ve AKP sorunun çözülmesidir.

Ülkede emek sömürüsü, baskı ve devlet terörü planlı bir biçimde artırılıyor. Milliyetçilik ve şovenizm toplumun kılcal damarlarına kadar sokuluyor. Ülkenin bir bölgesinde, neredeyse ülke yüzölçümünün üçte birinde iç savaş sürüyor. Bunun karşısında ekonomi her gün daha kötüye gidiyor. Turizm ve ona bağlı onlarca sektör kilitlendi. İhracat rakamları düşüyor, işsizlik artıyor.

“Dokunulmazlıkların Kaldırılması”, “Kürtlerin inlerinde öldürülmesi” gibi uygulama ve söylemlerle ülke siyaseti içinden çıkılmaz hale getiriliyor. TBMM çalışmıyor. Yargı Cumhurbaşkanı’nın kontrolünde. Polis, asker ve resmi-sivil paramiliter güçler oyuncak askerler gibi uzaktan kumanda ile halkların üzerine sürülüyor.

İşçi sınıfının ve ezilen emekçi halkların uyanması ve ayaklanmasını şimdiden engellemek için önlemler alınıyor. Kendi açıklarının, yanlışlarının ortaya çıkmaması için ülkeyi bir mezarlık havasına soktular. Her alanda yasaklar keyfi olarak uygulanıyor. Gericileşme had safhada.

İşbirlikçi oligarşi 7 Haziran 2015 seçimleri sonrası Erdoğan ve AKP ile devam kararı alır almaz başlayan bu süreç yükselerek sürüyor. İşçi sınıfı ve yoksul emekçi halkların kurtuluşu, burjuvazinin iktidarına son vermek, kendi iktidarını kurmaktır. Ancak bunu gerçekleştirmek için öncelikle gerekli güçlerin birikim ve bileşiminin sağlanması gerekiyor. Bunun yolu da güncel olarak AKP iktidarına karşı en geniş barış, demokrasi, sosyalizm güçlerinin birlikteliğini gerektiriyor.

Erdoğan, bunu engellemek, iktidarını pekiştirerek sürdürebilmek için askerlerle de uzlaştı. 17-25 Aralık Soruşturması’nın sonuçlarını ancak bu şekilde erteleyebildi. Bunun sonucunda ülke siyasetinde geçici de olsa AKP, CHP, MHP arasında gizli bir işbirliği geliştirilmeye başlandı. 1 Kasım Darbesi böyle hazırlandı. Bugün Kürt halkına karşı savaşa böyle karar kılındı. Yarın HDP vekillerinin dokunulmazlıklarının olası kaldırılması da yine bu üç partinin ortak eseri olacaktır.

Erdoğan büyük bir hızla, işbirlikçi oligarşinin desteği ile doruğa doğru koşuyor. Özünde O, 7 Haziran öncesi inişe geçti ve düştü. Ancak onu kaldırdılar ve koşturdular. Uzatmaları oynuyor. Çünkü doruğa ulaştığı anda O’nu öyle bir inişe zorlayacaklar ki, kendisi bile farkına varmayacak.

İşbirlikçi oligarşi bu süreçte O’nun alternatifini üretmeye çalışıyor. Ancak henüz bulamadı. En kötü ihtimalle omuzu kalabalık bir asker eskisini kullanacaklar. Bunun emareleri mevcut.

Aslolan bu süreç içinde Kürdistan’da ve Türkiye’nin genelinde direnişi güçlendirmek, AKP ve Erdoğan tarafından yanıltılan, kandırılan, maddi-manevi “hizmet” ile satın alınan kitlelere ulaşmaktır. Onlara gerçeği göstermek ve sınıflarının çıkarlarına sahip çıkarak, kendi sorunlarının çözümünü ele almalarını sağlamaktır. Türkiye Komünist Partisi bunun için var.

Türkiye Komünist Partisi
Merkez Komitesi
1 Mart 2016