Gençliği Örgütlemek, Fabrikalarda Kaleler Oluşturmak

Kadri Erol Yoldaş Komünist Hamlesi 10 Ekim 2016 – 29 Ocak 2017

Gençliği Örgütlemek, Fabrikalarda Kaleler Oluşturmak

Kadri Erol

Komünist hamlemizin başarısının karşılık bulacağı en önemli ölçülerden biri, gençlik içinde ve fabrikalarda örgütlenmemizin ne derece başarıldığı olacaktır.

Genç işçiler arasında örgütlenme dendiğinde hemen akla erkekler geliyor. Önce bu anlayışı kırmamız gerekiyor. Biliyoruz ki, sanayide birçok fabrikada genç kadın işçiler yoğunlukla çalışmaktadır. Metal işkoluna dahil olan beyaz eşya ve elektronik eşya üretiminde kadınların oranı az değildir. Tekstil ve ilaç/kimya sektörü yine kadınların yoğun olarak çalıştıkları alanların önünde gelir. Bu yazımızda hizmet sektörüne fazla girmeyeceğimiz için kadın işçilerin çok kalabalık olarak çalıştıkları bu sektörü ayrıntıları ile ele almayacağız. Banka, sigorta ve büro emekçisi kadınları başka bir çalışmada ele almayı öngördük.

Genç kadın işçilerin metal sektörünün kimi branşlarında ve kimya ile tekstil alanında üstlendikleri görevler ve kadınların sayısal olarak da etkinlikleri açısından önemlidir. Onun için genç işçilerin örgütlenmesinden söz ederken sadece erkekleri düşünmememiz doğru olur.

İşçilerin genç yaşta örgütlenmeleri, onların çalışma yaşamı süresince düşüncelerinin şekillenmesini sağlayacaktır. İşe başlayana kadar geçtikleri eğitim ve öğrenim dönemi ve özellikle erkeklerde askerlik döneminde etkileri altında kaldıkları bilgiler, çalışma yaşamına atılan genç işçilerin beraberlerinde taşıdıkları özellikler olarak dikkate alınmalıdır. İdeolojik açıdan din ögesi ve milliyetçiliğin etkisi altında olan bu genç işçilerin çoğunluğu, siyasi olarak da burjuva partilerin etkisi altındadırlar. Gençlerde milliyetçi yaklaşımlar, kadınlarda ise dini yaklaşımlar etkilerini göstermektedir. Bu eğilimleri dikkate almadan çalışma planlamak eksik olacaktır.

İlk aşamada ekonomik sorun ve iyileştirme istemleri, genç kadın ve erkek işçiler ile kurulacak ilişkide belirleyici olur. Çünkü bu konularda dini ve milliyetçi görüşler ön plana çıkmaz. Asıl olan ekonomiktir. Genç işçilere sömürüyü, artı-değeri zaman içinde anlatmak ve bu yaklaşım süreçlerinde onların tepkilerini almak, onların içinden öne çıkan, ilgi duyan işçilerle ayrı zaman ayırarak ilgilenmek, konuşmak, tartışmak, okumaya yönlendirmek ilk yapacağımız işler olabilir. Genç kadın işçiler açısından da aynısı geçerlidir.

Kadınlar birçok konuda daha duyarlı olabiliyorlar. Daha duyarlı olmaları tepki verme reflekslerini de artırıyor. Tepki vermek, haklarını sonuna kadar aramak ve çekinmeden, korkmadan sözünü söyleme özellikleri ile birleşiyor. Bu noktada, aynı düşünceleri içinden geçiren ama söze dönüştürmeyen genç erkek işçiler de etkileniyorlar. Bu yazdıklarımız, gerçek yaşamda işçi gençler arasında yaptığımız çalışmalarda elde ettiğimiz deneyimlere dayanıyor. Bu özellikleri bilerek yaklaşmak bize yarar sağlar.

En önemli konu, genç işçilerin ellerinde bulunan gücün farkında olmamalarıdır. Maddi kazanç yanını fazlasıyla düşünüp değerlendiriyorlar ancak sömürünün nasıl geliştiğini ve işçi olarak ellerinde bulundurdukları olanakları kendiliklerinden göremiyorlar. Ekonomik sorunlar penceresinden konuşurken, bu konuları da zaman içinde anlatmaya çalışmak bizim görevimiz oluyor.

Biliyoruz ki, her fabrikada yoldaşlarımız yok veya örgütlenme konusunda zorluk çekiyoruz. Bu durumda mahalle ve semt çalışmalarında fabrikalara yönelik ilişki çıkaracak ön çalışmalar yapmalıyız. Siyasete ilgi duyan gençlerin az da olsa kimilerinin sendikalarda, kimilerinin ise semtlerde sosyal alanlarda çalışmalara katıldıklarını biliyoruz. Kimileri de bazı devrimci siyasi parti ve çevreler ile çalışmalarda aktif yer alıyorlar. Tespit edebildiğimiz kadar, siyasileşen genç işçiler bazı devrimci parti ve çevrelerde aktifleşirken işyerlerine yönelik planlı, programlı çalışmalarda yer almıyorlar veya yönlendirilmiyorlar. Aynı konu Kürt Özgürlük Hareketi ve çevresinde örgütlü gençler açısından da geçerli. Demokratik ve devrimci siyasal çalışmalara katılmalarına karşın, sendikal çalışmalarda örgütlü yer alımları zayıf gözükmektedir. Cem Evlerinde ve Alevi derneklerinde aktif olan gençler arasında da aynı durumu görüyoruz. Bu açıdan bakıldığında devrimci mücadeleye ilgi duyan veya katılan gençlerin daha bilinçli ve hedefli olarak üretim alanlarında örgütlenmelerini sağlamak için çaba harcamalı bu çalışmalara semtlerde ve gençlerin iş dışı zamanlarını geçirdikleri mekanlarda onlarla ilişki kurup çalışma yürütmeliyiz.

Genç işçi kadınlar arasında özellikle ve önemseyerek çalışma yürütmeliyiz. Toplumumuzda kadınlar tüm yanlış algıya karşın aileyi ve evi çekip çevirenlerdir. Erkekleri üzerinde de ciddi etkileri vardır. Evli olmayan genç kadınların da çevrelerini etkileme oranları yüksektir. Onların da gelecek için planları ve bir yaşam hayalleri vardır. Genç kadınlar arasında yürütülecek çalışma onların yaşama bakış açılarını değiştirir ve mücadeleci bireyler haline getirebilir. Kadınların işyerlerinde çifte sömürü altında oldukları, bir yandan işçi olarak sömürülme dışında, kadın oldukları için bir kat fazla sömürüldüklerini bilinçlerine çıkarmamız lazımdır. Bu çalışmaları iş dışında yaşamın her alanında sürdürmek için gerekli zaman ve çaba harcanmalıdır.

Kadri Erol Yoldaş Komünist Hamlesi’ bu alanda çalışmaları geliştirmek ve var olanları güçlendirmek için bir neden olmalıdır. İlkin konuyu aramızda tartışıp a) kimlerle başlayacağız b) nereden başlayacağız c) nerede başlayacağız d) nasıl başlayacağız sorularına yanıt vererek kendimize bir çalışma planı çıkarmalıyız. Üst organlara sunulacak bu plan konusunda onay alarak kendi bölgemizde önce pilot alanlar ve işletmeler seçerek genç işçiler arasında çalışmalarımızı bir üst düzeye çıkarmalıyız.

Genç Komünistler Türkiye Komünist Partisi’nin yedek gücüdür. Partimizin sürekliliği Genç Komünistlerin niteliğine ve niceliğine bağlıdır. Gençlerin komünist kişiliklerinin oluşumu, gelişimi ve bu niteliklerin mücadeleye yansıması örgütlü bir eğitim ve pratik mücadele sürecini gerekli kılar. Biz bu ‘Hamle’ döneminde bu sürece yeni bir ivme kazandırmalıyız. Bu konuda çalışma alanlarımızı ve sesleneceğimiz gençleri kararlaştırıp çalışma programlarımızı, hedeflerimizi belirlemeliyiz. Bu çalışma günlük çalışmalarımızın en önemli alanını oluşturacaktır. Bundan sonra diğer çalışmalarımızı, gençlik çalışmalarımızın gereksinimlerini giderecek biçimde planlayacağız. Bu çalışmayı geliştirecek yayın, eğitim ve örgütsel destek faaliyetlerini yeniden tanımlıyoruz. Türkiye devrimci hareketi saflarında ‘GençliğinYolu İşçi Sınıfının Savaş Yoludur’ belgisini bir ilke olarak yaygınlaştırmak ve bu belgiyi tekrar mücadelemizdeki onurlu yerine oturtmak için tüm yetenek, bilgi ve enerjimizi seferber edeceğiz.