Parti Programımız Politik Pratiğimizin Pusulasıdır

VI. KADRİ EROL YOLDAŞ KOMÜNİST HAMLESİ 10 Ekim 2021 - 29 Ocak 2022

Parti Programımız Politik Pratiğimizin Pusulasıdır

VI. KADRİ EROL YOLDAŞ KOMÜNİST HAMLESİ

Değerli yoldaşlar!

Kadri Erol (Tayfun Benol) yoldaşın anısına yürüttüğümüz Komünist Hamle’nin altıncı süreci bugün başlıyor. Bu hamle ile bütün yıl yürüttüğümüz çalışmaların parti örgütleri ve kadroları arasında değerlendirmesini gerçekleştirme olanağımız oluyor. Eksikliklerimizi, yaptıklarımızı, yapamadıklarımızı nedenleri ile ele alıp değerlendiriyoruz.

Eksik kaldığımız konularda komünist eleştiri-özeleştiri sürecini işletip sonuçlar çıkarıyoruz. Tartışmalar sonucunda gerekli değişiklik ve düzenlemeleri yapıyoruz. Önümüze yeni hedefler koyuyoruz. Bu yıl da geçen yıl başlattığımız gibi parti kadroları ve örgütleri içinde yürüteceğimiz hamle sürecini, dost çevremiz ve sempatizanlarımız ile de farklı bir düzeyde yürüteceğiz. Parti örgütlerimizin sorumluluğunda legal alanda düzenlenecek toplantı, görüşme ve tartışmalar ile, parti üyesi olmayan ama parti politikalarımızı destekleyen dostlarımızla ideolojik ve politik konuları ele alacağız. Parti üyesi olmayan dostlarımızla yürüttüğümüz süreçler partimizin çalışmalarına zenginlik katıyor ve ivme kazandırıyor. Özellikle farklı demokratik örgütlerde, sendika ve kurumlarda, siyasi partilerde yer alan dostlarımız bu görüşmelerde partimizin politikaları ile daha yakından tanışıyor, partimiz de geliştirdiği politikalarda bu dostlarımızın görüş, öneri ve katkılarından yararlanıyor. Özellikle akademik alanda faaliyet yürüten dostlarımızın eleştirel de dahil görüşleri parti program ve politikalarımızın geliştirilmesinde katkı sağlıyor.

Bu yıl, VI. Hamle sürecinde ağırlıkla programatik tartışmalar, strateji ve politika konularını ele alacağız. Bilindiği üzere Parti Program Taslağımızın son revizyonu 2018 yılında yapılmıştı. Arada geçen üç yıl içinde bazı konuların geliştirilmesi gerektiği tespiti yapıldı. Buna koşut olarak ele alacağımız konuları belirledik.

Ekim, Kasım, Aralık ve Ocak ayları boyunca belirlenen konular üzerine çalışacağız. Araştıracağız, görüş alacağız ve görüş geliştireceğiz. Bu temelde Program Taslağının yeni bir revizyonunu hazırlayacağız ve bunu sonlandırma sürecine gireceğiz.

Tespit edilen başlıklar sırasıyla şöyle:

  1. Uluslararası durum ve güçler dengesi.
  2. Türkiye’nin sosyo-ekonomik yapısındaki değişiklikler, gelişmeler.
  3. Türkiye’nin emperyalist kapitalist sistem içinde oynadığı rol ve Bölgesel Emperyalist niteliği.
  4. İşçi sınıfının yapısındaki değişiklikler, sanayi proletaryası ve işçi sınıfı içindeki öncü kesimler.
  5. Kürt Özgürlük Hareketi’nin niteliği ve rolü.
  6. Devrimci sınıf mücadelesinin örgütlenmesi ve yığınsallaşması ile devrimci halk ayaklanmasının yaratılması için gereken araçlar ve işçi sınıfının politik örgütünün öncülük rolü.
  7. Bölgesel Devrin stratejisi.
  8. Birleşik devrimci mücadele süreci.
  9. Demokratik İttifak politikası üzerine değerlendirmelerimiz ve görüşlerimiz.
  10. Demokratik Halk Devrimi ve Sosyalist Devrim ilişkisi.

Sıraladığımız on başlık çerçevesinde Parti Program Taslağı tespitlerimizi ortaya koymaktadır. Neki, son dönemlerde yürüttüğümüz tartışmalar çerçevesinde başlıkların geliştirilmesi gerektiği konusunda Merkez Komitesi İdeolojik Bürosu içinde mutabakata varılmış ve MK bu konuda Program Komisyonu‘nu görevlendirmiştir. Program Komisyonu da kendi özgün çalışmalarına ilave olarak bu başlıkların VI. Hamle çerçevesinde tartışılmasını önermiş, öneri Merkez Komitesi’nde kabul görmüştür.

Türkiye Komünist Partisi, Türkiye’de, Kürdistan’da ve Orta-Doğu’da gelişen devrimci sürece aktif politik müdahale etme görevi ile karşı karşıyadır. Bu alanda yürütülen bir dizi ve çok yönlü çalışma ve hazırlık mevcuttur. Özellikle, Türkiye’de MHP destekli AKP-Saray faşizmi koşullarında mücadelenin izleyeceği hat Kürdistan ve Orta-Doğu’daki gelişmeleri doğrudan etkileyecektir. Tersi de geçerlidir. Kürdistan’da ve Orta-Doğu’daki gelişmeler Türkiye’deki gelişmeleri doğrudan etkileyecek niteliğe sahiptir. Tartışmaya açtığımız ve geliştirmeye yöneleceğimiz on başlık bu çerçevede ele alınmaktadır.

MHP destekli AKP-Saray faşist iktidarı yolun sonuna gelmiştir. Bu gerçeği kendileri de gördükleri için çeşitli manevralar ile gündemi değiştirmeyi ve tıkanmışlıklarını ört bas etmeye çalışıyorlar. Ülkede ve bölgede yeni savaş planları geliştirerek ömürlerini uzatmaya çalışıyorlar. Artık ya çekip gidecekler, ya da savaşarak direnecekler. Savaşarak direnme konusunda önce yarattıkları dış düşmanlarla savaşı öne alacaklar. Bu yöntemden de sonuç alamazlar ise içerde karışıklık yaratarak savaşı içeriye döndürecekler. Bu konuda her tür hazırlık içindeler. Kürt Özgürlük Hareketi içeride de dışarıda da en önce yöneldikleri düşmanlarıdır. Diğeri ise kendilerine göre ıslah olmamış ve olmayacak olan başta Türkiye Komünist Partisi olmak üzere Türkiye işçi sınıfının devrimci hareketidir.  “Benden sonrası tufan” düşüncesi ile işledikleri suçların ortaya çıkmaması ve kendilerinden hesap sorulmaması için her türlü senaryoya hazırlanmaktadırlar. Bu bir savaş ilanıdır. Türkiye Komünist Partisi bu savaşa hazır olmalıdır, büyük ölçüde tamamladığı hazırlıklarını sonuçlandırmalıdır. Bu hazırlık sadece teknik bir hazırlık değildir. Aynı zamanda ideolojik ve politik hazırlığı da içermektedir. Politik çizgi, taktik ve stratejiler net olmalıdır. Savaşan parti örgütünün tüm kılcal damarlarına kadar, en üst organından en alt hücresine kadar ne için ve nasıl savaşılacağı bilincimizde son derece açık olmalıdır.

Sıraladığımız başlıklardaki tartışmalara bu nedenle ihtiyaç duymaktayız. Neden sonuç ilişkisini bilincimize çıkararak, tereddüt etmeden, elimiz titremeden, kararlılık ve cesaretle hareket etmek durumundayız. Her türlü fedakarlığa hazır olmalıyız. 101 yıllık parti tarihimiz bize bunun önemini ve gerekliliğini öğretmiştir. Mustafa Suphi ve yoldaşlarından başlamak üzere, toprağa düşen binlerce yoldaşımız ne için savaştıklarını bilerek adlarını parti tarihimizin şanlı tarihine kazımışlardır. Hiçbir zafer bedel ödemeden kazanılamaz. Bedel ödemeye hazır olacağız. Bunun için ise teorik, ideolojik ve politik olarak silahlanmamız gerekmektedir.

Sınıf savaşımı yaşamın her alanında sürüyor. Parlamenter alan da sınıf savaşımının bir parçasıdır, fabrika direnişleri de, sokağın her alanı da. Yaşayarak gördük ve öğrendik ki, sınıf düşmanı zora girince baş vuramayacağı hiçbir yöntem yoktur. Bir fabrikanın işçilerinin barışçıl basın açıklamasına saldırmaktan, Kürdistan’da köyleri, şehirleri bombalayıp yıkmaya kadar kendi çürümüş düzenlerini korumak için her yönteme baş vurmaktan geri durmuyorlar. Gündüz gözüyle belediye otobüslerinden devrimcileri kaçırıp sorgulayıp kaybetmekten, Kürdistan’da kimyasal silah kullanımına kadar tüm yöntemleri uyguluyorlar.

Ülkenin 84 milyon nüfusunun bu gerçekleri ve nedenlerini bir anda görüp anlamasını bekleyemeyiz. Ancak, bu uygulamalarla karşılaşan geniş işçi, emekçi ve yoksul halk kitlelerini kendi yaşadıkları ve gördükleri deneyimleri temelinde örgütlemek mümkündür. Söz konusu olan geniş kitle yüz yıla yakındır Türk burjuvazisinin eğitim ve kültür tezgahından geçmiştir. Sadece ilk öğretimden başlayarak verilen eğitimden söz etmek yeterli olmaz. Cami hutbelerinden, TV dizilerine kadar, gazetelere kadar TC devlet doktrini insanlarımızın beyinlerine şırınga edilmiştir. Dini ve milli duygular azami derecede istismar edilerek burjuvazinin uğursuz amaçları için temel araçlar olarak kullanılmaktadır. Bu şekillenme ile mücadele etmek kolay değildir, fakat geniş işçi ve emekçilerin özgün sorunları temelinde alındığında mümkündür. Uygulanan dini istismara ve baskıya karşı bunun mümkün olabileceği Kürt illerinde somut olarak yaşanmıştır. Bu pratiğin ülke çapında yaygınlaşmasının önünde engel yoktur. İçinde yaşanılan ekonomik ve sosyal sorunlar ülkenin genelinde burjuvazinin eğitim ve kültür ile yarattığı etkiyi etkisiz hale getirmenin koşullarını yaratıyor. Tüm çalışmalarımız bu koşulların geliştirilmesi için örgütlenmeye odaklıdır. Yaşamım her alanında işçi, emekçi ve ezilen yoksul halkların kendi özgün sorunları temelinde kendi örgütlenmelerini yaratma konusunda çalışmalardır. Bu örgütlenme hak arayışını, direnişi, öz savunmayı ve sonuç almayı içermektedir. Her alanda, fabrikalarda, mahallelerde, semtlerde, okullarda, üniversitelerde, iş yerlerinde oluşan birimler benzeşmek zorunda değildir. Öz olarak aynı, biçim olarak farklılıklar gösterebilir. Toplamı geniş bir direniş hareketinin nüvesidir.

Söz konusu bu çalışmaların her düzeyde politik olarak doğru yönlendirilmesi ve yönetilmesi, parti örgütlerimizin ve kadrolarımızın verimli çalışmalarını sürdürebilmeleri açısından ele alacağımız programatik başlıklar önem taşımaktadır. Çünkü politika, parti programın yaşamda uygulanmasının yöntemidir. Farklı ifade edersek, Parti Programımız, politik pratiğimizin pusulasıdır.

Kasım, Aralık ve Ocak sayılarımızda bu tartışmalara katkıda bulunacak yazılar yayınlayacağız. Ancak tüm tartışma ve görüşlerin toplamının değerlendirmesini Şubat 2022 sayımızda Tezler halinde sunduktan sonra çıkan sonuçları Program Komisyonu tarafından TKP Parti Program Taslağı’nın son revizyonunda yazılı hale getirilecektir.

VI. Kadri Erol Yoldaş Komünist Hamlemiz sürecinde çalışmalarımızı bu doğrultuda yürütmek için tüm parti örgütlerimiz, kadrolarımız ve parti dostlarımıza başarılar dileriz.

Türkiye Komünist Partisi
Merkez Komitesi Sekreterliği
4 Ekim 2021